Примери за използване на Farkına на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sürücünün gidonu çok sıkı tuttuğunda yarattığı dengesizliğin farkına bakın.
Fakat o adada, bir şeyin farkına vardım.
Tek pişmanlığım seninle beraberken bunun farkına varamamam.
Tam o sırada tuhaf bir şeyin farkına vardım.
Diyelim ki, lunapark ucubeleriyle dolaşmanın avantajlarının farkına varmasını sağladım.
Genellikle gittikten üç gün sonra farkına varır.
Her neyse, sanırım bir şey farkına vardım.
Ama bunun farkına.
Clark herkesin hayatında bir an gelir anne babalarının baki olmadığının farkına varırlar.
Kurt Dawsonın videosunu inceliyordum ve tuhaf bir şeyin farkına vardım.
Hayatında ilk defa Grenouille, kendi kokusu olmadığının farkına vardı.
Peki bunun ne zaman farkına.
Ama senin diğer yüzünde neler olduğunun hiç farkına varmamıştım.
Ben de. Ama sonra bir şeyin farkına vardım.
Bunun farkına varacaktır.
Shaw sonunun geldiğinin ne zaman farkına varmıştır?
Bu sırada, Maggie başa çıkması gereken çok şeyi olduğunun farkına vardı.
Sana söylemem gereken birşey var. Dün birşeylerin farkına vardım.
Kalıp ne yaptıklarının farkına varana kadar onları burada tutmam lazım.
Ve sence o bunun farkına varırsa seninle.