FARKINA - Almanca'ya çeviri

erkannt
tespit
tanımak
fark
tanır
tanıyabilir
algılamak
ayırt
kabul
algılayabilir
görmek
gemerkt
fark
hatırlamak
hatırlarım
anlamadan
ezberlemek
hatırlayamam
klar
açık
tamam
elbette
net
tabi
belli
fark
berrak
kesin
temiz
bewusst
bilerek
fark
kasten
haberdar
farkındalık
bilinçli
kasıtlı olarak
biliyorum
habersiz
weiß
bilmek
bilir
öğrenmek
bilgi
hakkında
bilen
biliyoruz
farkında
begriffen
anlamak
kavramak
farkında
anlar
akıl
idrak
anlayacak
entdeckt
keşfetmek
keşif
tespit
fark
buldu
realisieren
fark
gerçekleştirmek
anlaman
Unterschied
fark
ayrım
wahrgenommen
fark
algıladıkları
görmeli
algılayabilir
algısı

Farkına Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bunun farkına varın ve şükredin.
Sei dir dessen bewusst und dankbar dafür.
Farkına vardım ki her zaman kalbimde, bir orman çocuğu olmaya devam edeceğim.
Ich habe erkannt, dass ich in meinem Herzen immer ein Dschungelkind bleiben werde.
Yalnızca henüz farkına varamadın.
Dir ist es nur noch nicht klar.
Sonunda asıl cennetin ne olduğunun farkına vardım. Ama ben.
Aber ich… habe endlich begriffen, was das Paradies wirklich ist.
Onun dürüstlüğü sahte aşkımı gerçek bir aşka dönüştürdüğünde… Ben bile farkına varmadım.
Als seine Ehrlichkeit meine falsche Liebe wahr werden ließ, hab ich es zuerst selbst nicht gemerkt.
Bu yaratıklar başka bir gezegenden ama kimse farkına varmıyor.
Diese Wesen sind von einem anderen Planeten, aber niemand weiß etwas davon.
Küçük kara kaplı defterinde farkına bak, tamam mı?
Schauen Sie den Unterschied in Ihrem kleinen schwarzen Buch nach, okay?
Birdenbire farkına varırsanız ve buna odaklanırsanız, düşünceleriniz durur.
Wenn du plötzlich bewusst wirst und du dich darauf konzentrierst, werden deine Gedanken aufhören.
Adobe bu olayın farkına nasıl vardı?
Wie hat Adobe den Vorfall entdeckt?
Hakikatin farkına vardım.
Ich habe die Wahrheit erkannt.
Bu kadar ciddi olduğunun farkına varamamıştık.
Uns war nicht klar, dass es so ernst war.
Maloneun ölümü bir şeylerin farkına varmamı sağladı.
Malones Tod hat mich einige Dinge realisieren lassen.
olgunlaşmamış olduğunun… farkına vardım.
Ich habe gerade begriffen, wenn du mich zurücknehmen würdest.
Glen asla Edwarda zarar vermezdi, ya da başka birisine. Artık farkına vardı ki.
Jetzt weiß ich, dass Glen Edward nie etwas getan hätte oder sonst jemandem.
İlk olarak o zaman sorunun ne olduğunun farkına vardım” diyor.
Die hat als erste gemerkt, was los ist.“.
Nuh farkına varmış mıydı bunun acaba?
Hat Noah das wahrgenommen?
MXin farkına değmez.
MX macht hier keinen Unterschied.
Bunun farkına varın ve şükredin.
Sei Dir dessen bewusst und bedanke Dich.
Kendi gücünüzün farkına varın ve hedefinize ilerleyin.”.
Entdeckt eure Möglichkeiten und entfaltet eure Begabungen.“.
Ama onların da limiti olduğunun farkına vardım.
Mir sind nur ihre Grenzen klar.
Sonuçlar: 329, Zaman: 0.0526

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca