Примери за използване на Farkın на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir kripto para alınıp satılırken kazanılan farkın oranı% 13 olacaktır.
Fakat en yüksek ve en düşük puanlar arasındaki farkın az olması?
Senin de onlardan farkın yok itiraf etmezsem öldürüleceğimden bahsediyorsun.
Diğer insanlardan pek de farkın yok.
Ross ve SHIELDden hiç farkın yok.
Gayeni kaybedersen, bozuk bir makineden farkın kalmaz.
Senin farkın ne?
O anda bu farkın ne kadar önemli olacağı konusunda hiçbir bir fikri yoktu.
Farkın ne kadar önemli olduğu değil.
Neden şimdi farkın varıyorsun?
Problem onların aradaki farkın ne kadar büyük olduğunu bilmemeleri.
Şimdi benden farkın ne oldu?
Bu farkın sebeplerini tartışınız.
İki, eğer rütbe farkın varsa, bu bir disiplin suçudur.
Tek farkın ölenin adresi bellidir.
Ölçüm ve okuma sonuçları arasındaki farkın mantıksal açıklaması yapılacak.
Sonra düşündüm de, seninle benim maaşımın arasındaki farkın tam yarısı.
Ama buraya geldiğinden beri benim gördüğüm senin de benden pek farkın yok.
Senin TÜPRAŞ memurundan ne farkın var.
Ekranın üretebildiği en parlak beyaz ton ile en koyu siyah arasındaki farkın hesaplanmasıyla belirlenir.