СЛАБО - превод на Турски

• zayıf
• az
• hafif
• kötü
• düşük
• güçsüz
• pek
• ince
• sıska
• loş
• aciz

Примери за използване на Слабо на Български и техните преводи на Турски

бедна и слабо оборудвана.
komik ve kötü donanımlı.

Имаше продълговато… слабо лице.
Uzun, ince bir yüzü vardı.

Малкото, слабо, богато момиче иска да си ходи?
Yoksa küçük, güçsüz zengin kızımız kaçmak mı istiyor?

Когато играчът има слабо здраве, той може да отиде в болницата, за да възстанови здравето си.
Oyuncunun sağlığı düşük olduğunda, sağlığını iyileştirmek için Hastaneye gidebilir.

Хората слабо се интересуват от граничните лагери.
Bu sınır kamplarından insanlar pek ilgilenmiyorlar.

Производствените цени в Германия нарастват слабо.
Almanyada üretici fiyatları hafif yükseldi.

Непал е една от най-бедните и слабо развити държави в света.
Nepal dünyanın en yoksul ve az gelişmiş ülkelerinden biridir.

Не. Просто е имал слабо сърце.
Hayır, sadece kötü bir kalbi vardı.

Не искам толкова слабо дете.
Böyle sıska bir kız istemiyorum.

Аз съм слабо и безпомощно момиче".
Ben güçsüz ve yardıma muhtaç bir kızım.''.

В местната власт все още представителството на жените е много слабо.
Parlamentoda da, yerel yönetimlerde de kadın oranı hayli düşük.

Точно това е Хич, но в по-младо, слабо и добре изглеждащо тяло.
O Hitch işte. Daha genç, daha ince ve daha yakışıklı hâli tabii.

Не, излизахме само няколко пъти, слабо се познавахме.
Hayır, birkaç kez çıktık sadece. Pek iyi tanışmazdık bile.

В началото играят слабо, за да не подплашат жертвата.
Başlangıçta yolunacak kazları korkutmamak için hafif oynarlar.

Явно твърде слабо познавате Ема, за да си кажете подобно нещо.
Emmayı böyle bir şey diyecek kadar az tanıyor olmanıza inanamıyorum.

Един сив слон може да не е оставил образ в записа при слабо осветление.
Gri bir fil, loş ışıkta, kameralarca kayıt edilememiş olabilir.

Слабо състезание, нали?
Kötü yarıştı, değil mi?

Ти вече не си онова слабо дете от Ракетния клуб.
Artık roketçilik kulübündeki o sıska oğlan değilsin.

Ти си малко, слабо нищожество.
Sen küçücük, güçsüz bir hiçsin.

Книгораздаването е много слабо.
Kitap satışları çok düşük.