HAFIF - превод на Български

лек
tedavi
hafif
çare
iyi
küçük
kolay
ufak
ilacı
panzehir
слаб
zayıf
kötü
düşük
sıska
hafif
ince
kısık
güçsüz
zayıflamış
cılız
мек
yumuşak
maek
hafif
yumuşacık
лека
tedavi
hafif
çare
iyi
küçük
kolay
ufak
ilacı
panzehir
малко
biraz
küçük
az
ufak
bir süre
azıcık
minik
dakika
kısa
kısa süre
светла
aydınlık
parlak
açık
light
ışık
умерено
orta
ılımlı
kısmen
hafif
леки
tedavi
hafif
çare
iyi
küçük
kolay
ufak
ilacı
panzehir
леко
tedavi
hafif
çare
iyi
küçük
kolay
ufak
ilacı
panzehir
малки
küçük
ufak
minik
az
küçücük
düşük
genç
biraz
yavru
ufacık
слабо
zayıf
kötü
düşük
sıska
hafif
ince
kısık
güçsüz
zayıflamış
cılız
слаба
zayıf
kötü
düşük
sıska
hafif
ince
kısık
güçsüz
zayıflamış
cılız
мека
yumuşak
maek
hafif
yumuşacık
меко
yumuşak
maek
hafif
yumuşacık
слаби
zayıf
kötü
düşük
sıska
hafif
ince
kısık
güçsüz
zayıflamış
cılız

Примери за използване на Hafif на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
İpek gibi hafif.
Мек като коприна.
Hafif değil, şiddetli bir fırtına.
Не малка, а голяма.
Hafif yırtık ve travma var.
Малки разкъсвания и травма.
Sol kulağımda hafif bir çınlama var…-
Има слабо звънене в лявото ми ухо…
Hafif yağış ve yüksek rüzgar.
Слаб дъжд и силен вятър.
Düzenbaz yalancı babam bir dallama ve Hollandadan hafif bir bira var.
Баща ми е копеле" и светла холандска бира.
sade salatalık ve hafif Dijon hardallı tavuk.
краставица и пиле с малко дижонска горчица.
Beyin dalgaları hafif halüsinasyon gördüğünü gösteriyor.
Мозъчните вълни показват слаба халюцинация.
Hafif ve taşınabilir ama çok güçlü?
Малки и лесно преносими, но свръхмощни. Прав ли съм?
Sadece hafif bir türbülans.
Просто малка турбуленция.
Bu bölgeye girdiğimizden beri hafif bir baş ağrım var.
Е, имам слабо главоболие, от както навлязохме в региона.
Çok bulutlu, gece saatlerine kadar hafif kar yağışlı geçecek.
Ще бъде облачно, до обяд ще превалява слаб сняг.
İki tür bira. Hafif ve acı.
Два вида бира- светла и горчива.
çene hafif kalkık.
челюстта е малко повдигната.
Londrada hafif bir uçak ile bir helikopter havada çarpıştı.
Малък самолет и хеликоптер се удариха във въздуха край Лондон.
Kokun çok hafif, prenses.
Миризмата ти е слаба, принцесо.
Hafif bir soğuk algınlığının seni yenmesine izin mi vereceksin?
Ще оставиш на една малка настинка да те победи?
Hafif silah onarım teknisyeni. Üç haftalık izninin ortalarında.
Специалист по ремонт на малки оръжия, в средата на своята триседмична ваканция.
Bu hafif bir yatıştırıcı.
Това е само слабо успокоително.
Bundan sonra da iki saat hafif ateş üzerinde pişmesi sağlanır.
Оставя се да ври 2 часа на слаб огън.
Резултати: 1410, Време: 0.0819

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български