Примери за използване на Bahaneler на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
En büyük sorun, bahaneler.
Kaybedersin. Ama en azından bahaneler olmadan kaybedersin.
Bahaneler bul.
Bahaneler uyduruyor.
Bahaneler uydurup yaşamaya devam ediyorum. Etrafta dolanıyorum.
Thier, yaptığım şeylere bahaneler uydurmam.
Ah bu eski bahaneler.
Zihinsel olarak güçlü insanlar, hatalarına bahaneler uydurmaz ya da onlardan saklanmazlar.
Charlienin öfkeli bir çocuk olduğunu biliyordunuz. Komşunun kedisini öldürünce bahaneler uydurdunuz.
Kabal şimdi savaşı kışkırtmak için umutsuzca yeni bahaneler arıyor.
Tüm okula bahaneler uydururdu bir keresinde,
yolu aramak yapmýyor için bahaneler yapmayý durdurmak!
her ne istiyorsan ama burda böylece oturmazsın tekila içerek ve bahaneler uydurarak.
yaptıkları bastırma ve kovuşturma için bahaneler uydurmak amacıyla bilinen her türlü propaganda aletini işe koşmuşlardır.
Ayrıca, net davranış modellerine rağmen başkaları için bahaneler uydurursanız( bana mesaj atıp çalışmakla meşgul
Şimdi bahanen kalmadı işte.
Bahanesi olmayabilir ama eksik bilgi var.
Başka bahanen?
Bahane yok, geç kalmak yok ve cep telefonu da yok.
Bahane gibi görünürdü.