Примери за използване на Baskılar на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu baskılar, özgür demokratik bir toplumun değerlerine ve ilkelerine aykırıdır.
Cinsel baskılar.
Kemik iliğini daha da fazla baskılar.
Kültürel sınırlamalar ve baskılar.
Gazetecilere yönelik baskılar….
Evet, yaşadığımız ataerkil toplumdaki baskılar ve çatışmalar olmadan kendimizi anlamaya çalışıyoruz.
Omega 7 yağ asitleri, özellikle dokulara zarar veren ve kalp damar hastalıkları riskini artıran yağların üretimini baskılar.
günlük baskılar altında çalışan ve ülkeyi 21. yüzyıla hazırlayamayacak kırılgan koalisyon hükümetlerine sahip olacaktır.'' dedi.
Toplumsal baskılar ve hukuki sonuçlar, Türkiyedeki vicdani retçiler için yaşamı zora sokuyor.
Bu ve daha sonraki Almanca baskılar( 1883 ve 1890) Ko m ünist Manifesto başlığını taşıyordu.
Artan iç ve dış baskılar altındaki Belediye Meclisi Başkanı Vladimir Kissiov, yasadışı CD ticaretini durdurmak için önlem alacaklarına söz verdi.
Sosyal baskılar, sporlar, seksüel psikolojik dramalar;
kızlara ve bazı baskılar.
milli menfaatleri veya politik baskılar tarafından yönlendirilmeyecektir.
Bu odaya gelene kadar maruz kaldığınız zorluklar için özür dilemeyeceğim çünkü tüm o baskılar ve acılar gerekliydi.
ne olduğunu bilmiyorum basın, baskılar.
Bu baskılar, bileğinizin etrafına zincir benzeri bir desenle çizildiğinde de harika görünecek.
Psikologlar, günümüz gençliğinin geçmiş yıllara kıyasla baskılar ve kompleksler altında çok daha fazla ezildiği konusunda hemfikirler.
Rumen Başbakan Emil Boc, aylardır partisinden gelen baskılar sonucunda geçtiğimiz hafta kabinede değişiklik yapıldığını duyurdu.
kötü yönetimle geçen ve siyasi baskılar nedeniyle inandırıcılığını kaybettiği yılların ardından, izleyicileri arasında popülerliğini artırmayı amaçlayan büyük reformlar geçiriyor.