Примери за използване на Deposu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Kötü haber ise tesisin kendi doğal gaz deposu var.
Ispanak tam bir kalsiyum deposu.
Ben de onu söylemeye geldi. 20 kilometre kadar ileride bir polis deposu var.
Eboshiyanın deposu yanıyor!
Babamın deposu zemin kattaydı, görüyorsun, ofisinin altında.
Yeni bir su deposu koyuyor ve el pompasını kontrol ediyorum.
Makedonyanın Sopiste Belediyesi topraklarında bir nükleer atık deposu kurulmasını engelliyor.
Yani, işte şelale buradaki proton deposu ve şuradaki eksiklik.
Parka su sağlayan tek yer ise Miami Shores Deposu.
Bakın, Verdiantın Silver Ridgede çok gizli bir araştırma yaptığı deposu var.
Burası da silah deposu Beocia Savaşına yolladıklarımızı tuttuğumuz yer.
Bu bilginin deposu nerede?
Balık deposu, torpedoları depoladığımız yer.
Yağ dokusu sadece bir enerji deposu değil, aktif bir endokrin organdır.
Şehrin sekiz kilometre dışında bir belediye araç deposu var.
Genç olan daha hızlı, daha çevik… ve dahası tamamen dolu bir yakıt deposu var.
Kütüphane, bilgi deposu.
Bilgisayar, yıldıztarihi 47944.2 deki güvenlik kayıdını göster silah deposu.
Soğuk hava deposu. Sebze için.
Kereste deposu, değirmen, mobilya.