Примери за използване на Dokunmaya на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Dokunmaya karşı hassasiyet.
En önemlilerini kimsenin dokunmaya cesaret edemeyeceği bir yerde saklardım.
Dokunmaya aşırı hassaslık, migren ağrıları.
Eğer ona dokunmaya kalksaydın, unutulmaz bir biçimde ölürdün.
İyice sinirime dokunmaya başladı artık.
Dokunmaya karşı aşırı hassasiyet.
Göğüslerime dokunmaya kalkarsa onun hayalî poposunu şaplaklarım.
Özel eşyalarıma dokunmaya hakkınız yok!
Daha köpeğe dokunmaya bile cesaret edemiyorsun.
İnanın bu beyler gerçekten sinirime dokunmaya başladı.
LL Douchebag sinirime dokunmaya başlıyor.
Max sana sarılmaya ya da dokunmaya çalıştı mı peki?
Her anlama gelebilir; kollarından tutmaktan edep yerlerine dokunmaya kadar.
Bu şey sinirlerime dokunmaya başladı.
Onun ardından tırmanmayı denedim. Ama Merdivene dokunmaya kalktığımda ateş içinde yanıyordu.
Buna yasal olarak hakkınız yok soru sormaya yada oğluma dokunmaya.
Tekrar yapalım! Bu sefer dokunmaya da iznin var.
Parmağıma dokunmaya çalışabilir misiniz?
Mesela, bir gece lambasının nasıl çalıştığını ya da bir asansör kapısının nasıl açık kaldığını ya da iPodun dokunmaya nasıl cevap verdiğini anlıyorlar.
günahkar bir ruhu İsaya dokunmaya yöneltebileceği, kilisenin kemerini yükselten.