Примери за използване на Elbisenin на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Elbisenin içine koydu.
Aslında evre geçiş cihazını elbisenin içine dahil etmiş.
Bu elbisenin içinde harika görünüyorsun.
Nitekim çok severim, çünkü elbisenin içine girebilecek duruma gelebilecek kadar zaman var.
Henryi seviyorum ve üç gün sonra, bu elbisenin içinde onunla evleneceğim.
Onun söylediği de bu elbisenin siyah ve mavi olduğu.
Özellikle bu elbisenin içinde.
Greta elbisenin Cliffde olduğunu bilmiyordu.
Resmini o güzel mavi elbisenin içinde yaptığını sanıyordum.
Elbisenin üzerine marinara sosu döktün, değil mi?
Seni hep böyle hatırlamak istiyorum, bu umut dolu pembe elbisenin içinde.
Bayan, ben elbisenin üzerinize çok yakıştığını düşünen alelade bir heteroseksüel erkeğim.
Elbisenin altına sok.
Elbisenin içinde değil vücudun içinde.
Bu arada dün akşamki elbisenin içinde iyi görünüyordun.
Evli çift ve çocukla kıyasladığınızda elbisenin güldüğünü söyleyebilirsiniz.
Dedi ki… Mezuniyet balosunda giyeceğin elbisenin ne renk olacağını öğrenmem.
Bak, bu düğünün, çiçeklerin ve elbisenin senin için anlamlı olduğunu biliyorum.
Elbisenin iyi olduğundan emin misiniz?
İki elbisenin birbirine tıpatıp benzemesi plânı açısından çok önemliydi.