Примери за използване на Engeller на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bağlantı durumu büyük gelişme gösterdi, fakat bazı engeller duruyor.
Bu tepki vermelerini engeller.
Bu konuşmayı hep engeller.
Yani kalp vuruşu tek başına tanıklığı engeller.
Mavi haplar geçmişinin ortaya çıkmasını engeller ve geleceğin sana saldırmasına izin verir.
Savaşta bazen düşmanlar ilerleyen askerlerin yoluna tehlikeli engeller koyar.
Günde sadece 1 bardak yeşil çay, kolesterol plaklarının oluşmasını engeller.
Kendiniz ve olduğunuz yer arasına engeller koymayın.
Korku uykuyu engeller.
Ayrıca böbreklerde taş oluşumunu engeller.
Doğa kanunları, trende zamanı yavaşlatarak bu olasılığı engeller.
Sürekli açlık hissi Yüksek kan şekeri, glikozun hücrelere girmesini engeller.
Zehirli sarmaşık için kaşıntıyı engeller.
neşe ve huzurun önündeki engeller.
Yemeyi engeller.
Sistemi, direnci azaltarak en uygun performansına ulaşmaya zorlayan engeller ve kusurlar vardır.
Bu engeller neler olabilir?
Ama çok fazla kural, yetenekli caz müzisyenlerinin doğaçlama yapmasını engeller.
Bu iki kimyevî madde, hücrelerde buz kristallerinin oluşmasını engeller.
Elma sirkesinin alkalin gücü cilt hastalıklarının belirtilerini iyileştirir ve enfeksiyonların gelişimini engeller.