Примери за използване на Firar на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Firar var mı, yok mu bilemiyoruz?
Hücum ve firar kenarı arasındaki uzaklığa ise veter uzunluğu denir.
Firar gelin.
Fransız ordusundaki akrabalarına oradan firar edip kendilerine katılmaları için haber gönderiyorlardı.
Zimmetine para geçirmekle suçlanıp firar eden Banka Genel Müdürü Seok ülkeye dönüyor.
Firar konusunda konuşmayı sever.
Firar edip altın bulmak için mi buraya nakledildin?
Firar, patlama, kraliyet temsilcisi kılığına girme.
Firar teşebbüsü.
Açlık ve pislik, firar çabamıza Battaglianın verdiği ceza.
Firar tayınları. Kendiniz görün!
Burada hapisten firar etme konusunda otorite sensin ne de olsa.
Firar etmeye var mısın?
Firar edersen 16 ay yarı kapalı cezaevini boylarsın.
O yüzden herkesin Escobarların firar ettiklerinden haberdar olmasını sağladılar.
Korkarım bir yankesicinin firar ettiği bildirildi.
Mahkumlar, McCain ve Young firar suçuyla suçlanacaklar.
Dediğim gibi, devamlı firar durumundalar.
Bu yüzden firar edeceğim.
Yıl ev hapsi. Suçu firar ve kumbaraya sabotaj yapmak.