Примери за използване на Kâbusu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu iş Büronun kâbusu oldu, değil mi?
Bu bir yabani Canavar Kâbusu!
Bir heykeltıraşın kâbusu gibi.
Ölüm döşeğinde, Morris Zelig oğluna… hayatın manasız bir azap kâbusu olduğunu söyler ve tek nasihati…'' telli çalgıları elinde tut'' tur.
Kitabın İngilizce olarak yayınlanma ihtimali de var. Umarım yayınlanır, çünkü bu hikaye, dünyanın her yerinde her spor gazetecisinin kâbusu olabilir.
Görünüşte pek bir farkı olmayan bu evin içinde Londranın merkezinde bir aile kâbusu yaşıyor.
Onların içinde Korkunç Kâbusun alevini canlandırmaya yardımcı olacak bir şeyler olmalı.
Fakat Uçan Kâbusun takip ettiği yolu bu harita üzerinde buldum.
Uçan Kâbus sana bir çeşit buhar püskürttü.
Neden Uçan Kâbus Berke gelmek için hep aynı güzergâhı kullanıyor?
Pekâlâ, Uçan Kâbus köye ulaşmadan…-… onu nasıl durduracağız?
Kabusları sona ermek üzere.
Kâbusum gerçek oldu.
Bu kabuslar her halikarda başlayabilir diyorsun.
Bu kâbusun sona ermesini istiyorum.
Yarattığın her kabus benim için tatlı bir rüyadır.
Bu kabusun bunu yapabileceğine inanmak istemiyorum, ama ben.
Bu kabusa can vermek benim en değerli özlemim.
Kabuslar görmeye başladım. Hep aynısını.
O kâbusun içinde mahsur kaldığıma inandı.