Примери за използване на Kangren на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Kangren ve enfeksiyondan ölmüştü.
Hayır, kangren olmuş gibi duruyor.
Haaa, kangren hakkında bilgim yok.
Gördüğünüz gibi, bunlar lenfidemli diyabet yaraları ve kangren işaretleri.
Nealın ayak parmakları arasında kangren kanıtı bulduk.
Etkileri; kasılma, kusma, ödem, kangren ve kurtulanlara göre cehennem ateşinde yanıyormuş hissi veriyormuş.
Sonra da adamin kendini suçlu hissetmesi için kangren oldugunu söyleyerek bir bacagini kestirdi.
Eğer yapmazsan, tetanoz iki haftada, kangren 5 günde işini bitirir.
Neredeyse aklınıza gelebilecek her şey. Kas kasılmaları, halüsinasyonlar, vücut ağrıları titremeler, kangren ve daha kötüleri.
Bekle, burada, hastanede, Bob St. Clare kangren oluyor, bacağını kesiyorlar fakat, artık çok geç.
Eğer bir hasta sana kangren yada zatürre gibi bir nedenle gelirse… sana ne yapman gerektiğini söyleyecek değilim.
Kangren olan bir adam
O iltihap, kangrene dönebilir mi?
Kangrene dönüşmüş ve bacağını kesmişler.
beriberi ve kangrenden.
Kangrenli yemek yok.
Kangrenli olan.
Kangreni nereden biliyorsun?
Kangrenli parmaklar da ait olduğu bahçıvanın hayatını tehlikeye atıyordu.
Kangrenli bir uzvun olsaydı kestirebilirdik.