Примери за използване на Meseleyi на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Hepinizi buraya ışınlayıp, meseleyi yüzyüze çözmeyi öneriyorum.
O yüzden bu meseleyi bolca konuşup tartışmalıyız.
Bu meseleyi politize etmeyeceğiz.
Dikkatle o da meseleyi takip ediyor.
Bu meseleyi çözene kadar biz olmadan da idare edecektir.
şu meseleyi halledip gidelim artık.
en iyisi bu meseleyi tıbbi uzmanlara bırakmak.
Biz de eşimle bu meseleyi konuşuyorduk.
Allah gelsin çözsün bu meseleyi.
Kanun reçeteyi yazmadan önce her tehlikeyi ve meseleyi konuşmamızı gerektiriyor.
İstihbarat Müdür Vekili olarak görevim, bu meseleyi, Senatonun Gözetleme Komitesine bildirmektir.
Uluslararası toplum bu meseleyi çözmek zorunda.
Karar vermeden önce bu meseleyi dikkatlice ele alacağız.
Hanın piç oğlu önünde meseleyi konuşurken rahatım desem yalan olur.
Buradaki meseleyi görüyor musun?
Bu sefer meseleyi halledebilirsem.
Ne yaptın, hallettin mi meseleyi?
Meseleyi benden daha iyi biliyorsunuz.
Yani adamlarımızın meseleyi halletmesini istiyor musun?
Ve Sue meseleyi böyle görüyor.