Примери за използване на Nafile на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sen de kahredersin çaresiz nafile.
İnan bana, onlara bunun nafile olacağını söyledim.
Bütün çabalar nafile….
Sanırım senden partiye bensiz gitmeni rica etmem nafile?
Ciğerlerini parçalayacak kadar bağırsan bile, nafile.
Ve kasabadaki Belediye Başkanı yetkileri ile… ona karşı açılan davalar çok uzun ve nafile olacaktır.
Bu mutluluk nafile, çünkü…… arkadaşımın katili…… hala bir yerlerde saklanıyor, ve gülümsüyor.
Paul İsa gündeme edilmemiş ise bahseder şeylerden biridir:'' İnancın nafile olduğunu ve günahlarınızın hala.''.
Ondan bir şeyler çıkarabilir miyiz diye ailesini Wisconsindan buraya getirdik ama nafile.
bir ümit ışığı beni buraya getiren yolculuk için küçük bir teyit nafile olmayacaktı.
bir dolu harikulade fotoğraf buldum-- ama nafile: bana dodo iskeleti yok.
Birkaç defa çocuğu düşürmek istesen de nafileydi.
Ama nafileydi.
Direniş nafileydi.
bu çok dokunaklıydı ama sonuç olarak, nafileydi.
Üçüncü hafta nafile.
Shellynin dans etmesi nafile.
Tünel kazma işi nafile olabilir.
Böyle bir davranış nafile Baş Müfettiş.
Bana biraz nafile uğraş gibi geliyor.