Примери за използване на Ordunun на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ordunun parası el yakar, Yüzbaşı Blake.
Ordunun Ortodoks dairesi başkanı Slacan Vlajiç Saraybosnada bir resepsiyon düzenledi.
Kral Henry malzemelerin ve ordunun yenilenmesini ertelemeyi kabul etmiyormuş.
Ordunun ne dediğini duymadın mı?
Siyaset ve ordunun işe yaramadığı yerlerde etkili olabileceğimizi düşünüyorum.
Bu bölge artık ordunun kontrolü altındadır.
Myeong Joo ise orduya bağlı çalışan bir memur ve ordunun doktoru.
Yani taşıyıcı anneler üzerinde ordunun kontrolü olmasını onaylamayacak?
Ordunun başı olarak mı?
Bu adam ordunun şanını lekeledi.
Ordunun tek işi sizin gibileri aramak olan adamları var.
Çanakkale için oluşturulan ordunun başına General Hamiltonun geçtiğini yazıyor gazeteler.
Ama şimdi ordunun ödül parasıyla yetineceksin onu da Carrincha ile paylaşacaksın.
Ordunun bir kısmı terhis edilmişti.
Demir ordunun neler yapabileceğini gördün.
Ordunun size onun bir keşif görevinde uçtuğuınu söylediğini söylediniz.
Ordunun tatik çalışmalar için duvar yerleştirdik Mehta vihar ile çalıştım.
Ordunun geri kalanını da yakında tanıyacaksın.
Ama ordunun mevsimleri yoktur.
Ordunun kontrolörü bana ait olmalı.