OTURDUĞUMU - превод на Български

живея
oturuyorum
yaşamak
kalıyorum
yaşarım
evim
hayatım
седях
oturuyorum
oturup
otururum
oturacağım
bu oturuyorum
burada oturmuş
ben oturuyorum
orada oturup
стоя
duruyorum
oturuyorum
durup
dikiliyorum
dururum
kaldı
burada
oturup
ayakta
bekliyorum
сядам
oturuyorum
oturdum
oturup
седя
oturuyorum
oturup
otururum
oturacağım
bu oturuyorum
burada oturmuş
ben oturuyorum
orada oturup
седнах
oturdum
oturup

Примери за използване на Oturduğumu на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Artık nerede oturduğumu bilmiyorum.
Вече не знам къде живея.
Çatı katı dairesinde oturduğumu sanıyor.
Мисли, че живея в пентхаус.
Pis bir apartmanın minicik stüdyosunda oturduğumu görmesine izin veremem.
Не мога да му позволя да види, че живея в малко студио в кирлива квартира.
Arkadaşlarıma senin bavulunun üstüne oturduğumu anlatabileceğim! Yeterince ağır değilsin.
Почакай само да кажа на приятелите си, че съм сядала на куфара на Хана Монтана.
Neyin üzeride oturduğumu biliyor musunuz?
Знаеш ли върху какво седим?
Nerede oturduğumu biliyor!
Тя знае къде живеем!
Mesaj panosundaki herkes, birkaç yüz kişi beyin yiyenlerin yanında oturduğumu biliyordu.
Всички тези няколкостотин човека знаеха, че зомбита живеят до мен.
Nerede oturduğumu nasıl öğrendin?
Откъде знаеш къде съм живяла?
Nerede oturduğumu nereden biliyorsun?
Откъде знаеш къде живея аз?
Affedersiniz, burada oturduğumu görmediniz mi acaba?
Извнете, не ме ли виждате да седя тук?
Burada oturduğumu biliyor, değil mi?
То знае ли, че аз живея тук?
herkese bir ajanın karşısında oturduğumu söyleyebilirim.
мога да кажа на всички, аз живея срещу шпионин.
Gramer okulunda altın tozu olmayan masalarda oturduğumu hatırlamıyor musun?
Помниш ли, че в гимназията трябваше да седя на масата без златен прах?
Ona Dokuzuncu Caddede oturduğumu söylemekle… 453 Doğu Dokuzuncu Caddede oturduğumu söylemek arasında fark var.
Има огромна разлика между това да й кажеш, че живея на Девета… и да й кажеш, че живея на Източна Девета Улица № 453.
O yarı kör portre ressamı kız kardeşim ayaktayken sandalyede oturduğumu farketmemiş, ve şimdi Avrupanın yarısı benim cüce olduğumu düşünüyor.
Тази половина- сляпо не осъзнава Седях на стол, докато сестра ми стоеше, и сега половина Европа мисли, че съм джудже.
Birkaç ay önce parlak takım elbiseli eleman ön kapıma geldi bana'' Değerli bir arazi üzerinde'' oturduğumu söyledi.
Само преди няколко месеца, този пич в остър костюм показва вратата ми, казва че стоя на ценна земя.
Neden dizimin üstünde daktiloyla üçüncü kalenin arkasında oturduğumu hiç merak ettin mi?
Никога ли не си се замислял, защо сядам зад трета база,… с печатна машина на колената?
Dün gece rüyamda Navona Meydanındaki bir lokantada oturduğumu gördüm. Acılı midye çorbası içiyordum sonra da bir tabak oduncu kebabı.
Миналата нощ сънувах, че седя в ресторант на пиаца Навона и ям супа"di соzzе рiссаntе"… след това чиния"tаgliаrini аl bоsсаiоlо".
Diyecektim ki… Baban sağ olsaydı ve seninle birlikte oturduğumu görseydi çıngar çıkardı.
Ако баща ти беше жив и беше видял, че седим заедно, щеше да си поговори с мен.
Jack Crawforda Hannibal Lecterın kobalt mavisi yemek odasında oturduğumu gösterişli Ledalı bitki bahçesini,
За да кажеш на Джак Крофърд, че съм седял в кобалтовосинята трапезария на Ханибал Лектър? За градината с билки
Резултати: 58, Време: 0.0499

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български