Примери за използване на Tabuta на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Graham, tabuta toprak atabilirsin.
Tabuta bu kadar çabuk mu ulaştık?
Tabuta benziyor, öyle değil mi?
Ve sonra o tabuta baktığımda ben sanki… Diddle içinde olmalı.
Tabuta yer açmak için koltukları kaldırmaya başlasanız iyi olur.
Tırnak içinde'' tabuta girmiş'' miydiniz?
Kamyonetin arkasında tabuta benzer bir şey vardı.
Mumyalayıp, tabuta koydum evin bodrumunda.
Tabuta yolda eşlik ettik ve taziyelerimizi sunmak istedik.
Gidip tabuta bakalım.
Düşüp bayılmadan tabuta gir hadi, Frank.
Tabuta mı ihtiyacınız var Bay Crowder?
Ya sizi zengin edecek ya da tabuta girecek toprak sahipleri ve tüccarlara gideyim.
Daha tabuta girmedim.
Aslında tabuta daha çok benziyor.
Şimdi Tristan Constancea tabuta kadar eşlik ediyor.
O, tabuta refakat eden ilk kişi.
Tabuta ve süslemelerine bir bak.
Lütfen benim o tabuta girmemi sağlamak zorundasınız.
Sonra da tabuta yaklaşıp.