Примери за използване на Tuhaflık на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Tuhaflık, işimizin bir parçası.
Fakat tuhaflık burda bitmedi.
Tuhaflık sadece tuhaftır. .
Tuhaflık şu ki, seni hala kaybediyorum.
Tabii tuhaflık da sizin uzmanlık alanınız.
Bu tuhaflık sadece belli birkaç yerde gözüküyor.
Son birkaç haftada tuhaflık fark eden oldu mu?
Bu kuantum tuhaflık ilk olarak Erwin Schrödinger
Peki ama bunda ne tuhaflık var?
Başlıkta bile gizlilik, esrarengizlik ve hatta gölgeli bir tuhaflık var gibime geldi.
İyi de, bu bir hata değil, bir tuhaflık.
Onur Abide bir tuhaflık var.
Dün akşam Chloeyi bıraktığında bir tuhaflık gördün mü?
Emma Craven davasında beklenmedik bir tuhaflık yaşandı bir şüpheli katil olarak tanımlanmıştı ama bugün babasının karıştığı yeni gelişmeler yaşandı.
Yani kızlarımla banyo yapmışlığım var tabii. Tuhaflık yok bunda, değil mi?
Gördüğünüz gibi bu tuhaflık çok narin ve biz fizikçiler bunu laboratuvarlarımızda idame ettirmek için çok çalışıyoruz.
Peki bu ejderhaların sadece tuhaflık olduğunu ve dünyaya diz çöktüren canavarlardan olmadığını nereden bileceğiz?
Tuhaflık derken Lucasın kafasını bulandırmayı
birbiriyle alakası olmayan iki farklı hastalıkla dönmelerinde ne tuhaflık var ki?
insanla konuştum ben ama söyleme şeklinde bir tuhaflık.