VERECEK - превод на Български

ще ви
vereceğim
edeceğim
birazdan size
sizi alacak
sağlayacaktır
getireceğim
kalacaksınız
edileceksiniz
veririz
siz olursunuz
за даване
verecek
verme
verilmesi yönündeki
verilmesi
ще даде
verecek
verir
sağlayacak
versin
veriyor
дава
veriyor
verir
verdi
verecek
veren
sunar
sağlıyor
bir veriyor
izin veriyor
mı veriyor
ще го
edeceğim
onu alacağım
koyacağım
edeceksin
o zaman
ederim
şimdi onu
vereceğim
buna
yapacağız
дават
verdiler
veriyorlar
verir
veren
verecekler
sunar
izin vermiyorlar
bir veriyorlar
ще дадат
verecekler
vermek
verir
veriyorlar
veren
verilecek
sağlayacak
düzenleyecek
даваш
veriyorsun
ver
vereceksin
verirsin
mı veriyorsun
mi veriyorsun
veren
izin veriyorsun
давайки
vermek
vererek
verecek
veren
veriyor
verirken
verip
ще дадете
vereceksin
vermiş
verebilirsiniz

Примери за използване на Verecek на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Arkadaşlık ilişkileriniz keyif verecek.
Личните отношения ще Ви радват.
Denizli karar verecek.
Пловдивчани ще го решат.
Bana emir verecek bir halde değilsin!
Ти не си в състояние да ми даваш заповеди!
Sadece yakıt ikmâli için inecek bu da bize tamı tamına 15 dakika verecek.
Каца само за презареждане, давайки ни прозорец от цели 15 минути.
Paran sana özgürlüğünü verecek.
Вашите пари ви дават свобода.
Kitaplar, çocukların bilim dünyasına yolculuk yapmalarına fırsat verecek.
Книгите ще дадат възможност на децата да направят пътешествие в света на науката.
Verecek bir şey yok.
Нямам нищо за даване.
Bu kumanda, havai fişekleri seyretmek için 90 saniye verecek bana.
И това дистанционно ми дава 90 сек. за да се наслаждавам на фойерверките.
Kaybolan yıllarımı kim geri verecek?
Кой ще ви върне изгубените години?
Tucker Jones mu ceza verecek?
Че Тъкър Джоунс ще го накаже?
Bu tüccarlar, müşterilerine bizim üretimi para üstü olarak verecek ve kârları alacak.
Търговците дават на клиентите репродукцията като ресто и печалбата им се унищожава.
Hükümetiniz benimle iş yapmak istiyorsa,… bana istediğimi verecek.
Ако правителството иска да работим заедно, ми даваш желаното.
Eğlencenin startını Kutsi verecek.
Ще дадете предимство на забавлението.
Verecek ne var ki?
Какво има за даване?
Belki de ilham verecek.
Може би ще ви вдъхнови.
Muthemel 300.000 frekans var, ve sadece bir tanesi bize itmeyi verecek.
Има 300, 000 възможни честоти, и само една ни дава тяга.
Bu… Bu bize bal verecek.
А те ни дават мед.
Üzgünüm, Peg, 16 yıllık evlilikten sonra verecek hiç kanım kalmadı.
Съжалявам Пег, но след 16 години брак, не ми остана много кръв за даване.
Wisconsin Eyaleti, Adli Soruşturma Bölümü ve FBI da bize destek verecek.
Правоохранителеният орган на властта Уисконсин и ФБР ще ви подкрепят.
Hayatını kurtardığımı bilmesi bana ihtiyacım olacak bir avantaj verecek.
Да знае, че съм го спасил, ми дава предимството, от което се нуждая.
Резултати: 1828, Време: 0.1161

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български