Примери за използване на Verecek на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Arkadaşlık ilişkileriniz keyif verecek.
Denizli karar verecek.
Bana emir verecek bir halde değilsin!
Sadece yakıt ikmâli için inecek bu da bize tamı tamına 15 dakika verecek.
Paran sana özgürlüğünü verecek.
Kitaplar, çocukların bilim dünyasına yolculuk yapmalarına fırsat verecek.
Verecek bir şey yok.
Bu kumanda, havai fişekleri seyretmek için 90 saniye verecek bana.
Kaybolan yıllarımı kim geri verecek?
Tucker Jones mu ceza verecek?
Bu tüccarlar, müşterilerine bizim üretimi para üstü olarak verecek ve kârları alacak.
Hükümetiniz benimle iş yapmak istiyorsa,… bana istediğimi verecek.
Eğlencenin startını Kutsi verecek.
Verecek ne var ki?
Belki de ilham verecek.
Muthemel 300.000 frekans var, ve sadece bir tanesi bize itmeyi verecek.
Bu… Bu bize bal verecek.
Üzgünüm, Peg, 16 yıllık evlilikten sonra verecek hiç kanım kalmadı.
Wisconsin Eyaleti, Adli Soruşturma Bölümü ve FBI da bize destek verecek.
Hayatını kurtardığımı bilmesi bana ihtiyacım olacak bir avantaj verecek.