Примери за използване на Zarar verebilecek на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ne yazık ki, sigara içmek, çok fazla kafein ve düzensiz diş bakımı gibi dişlerinize zarar verebilecek birçok şey var.
За съжаление, има много неща, които могат да навредят на зъбите ви, като пушене, прекалено много кофеин и неправилна стоматологична помощ.Jimmy Cannona zarar verebilecek olan yegâne iki kişi.
сина му, са тези двама, които могат да навредят на Джими Кенън. Добре.sonuçta hücrelere zarar verebilecek oksidatif strese neden olabilir ve potansiyel olarak hastalık riskini artırabilir.
öyle görünüyor ki Internete zarar verebilecek bir şey gördüğünde fazlaca sinirleniyorsun.
се обиждаш почти на интуитивно ниво, когато видиш Sözleşmeye aykırı olan veya Hizmetin itibarına zarar verebilecek olan herhangi bir İçeriği kısmen veya tamamen silebiliriz.
изцяло или частично, което по наше решение нарушава настоящото споразумение, или може да навреди на репутацията на Услугата.milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni
Sahada yalnız başınızayken masum insanlara zarar verebilecek olan eylemlere girişme kararı almak zorunda kalırsınız. Harekete geçmezseniz olacakları göz önüne alıp kafanızda tartarsınız.
Когато си сам на полето, трябва Böylece, bilgisayarınıza zarar verebilecek veya kişisel bilgilerinizi çalmayı deneyebilecek spam içerikli iletilerin bunu yapabilme ihtimali azalır.
Така е по-малко вероятно съобщенията със спам, които може да навредят на компютъра ви или İtibarını sarsmak ve firmanıza zarar verebilecek bilgileri açığa çıkarmaması için onu herkesin içinde aşağıladı.
Унижава я публично, за Eğer bu Karanlıka zarar verebilecek kadar güçlüyse sana ne yapabileceğini merak ediyorum?
Ако това може да нарани някой толкова мощен като Тъмнината, Чудя се… Какво Anlaşma kapsamında ABDye, ulusal güvenlik çıkarlarına zarar verebilecek bölümlerin resmi metinden çıkarılması talebinde bulunma hakkı verildi.
Според тази договореност Съединените щати имаха право да поискат от официалните записи да бъдат махнати пасажи, които биха навредили на интересите на националната сигурност.En önemlisi, antioksidanlar, hücrelerdeki moleküllere zarar verebilecek ve yaşlanmaya ve kanser gibi hastalıklara katkıda bulunan serbest radikaller üretimiyle savaşmaktadırlar.
Най-важното е, че антиоксидантите се борят с производството на свободни радикали, които могат да повредят молекулите в клетките и Annenin bebeğe zarar verebilecek zehirli maddelere karşı dikkatli olmasını sağlamak için yaşanan evrimsel bir uyum süreci.
Това е еволюционна адаптация, която гарантира че майката няма Antioksidanlar hücrelerdeki moleküllere zarar verebilecek oksidatif strese karşı korunmaya yardımcı olur
Антиоксидантите помагат на тялото herhangi bir veriye zarar verebilecek herhangi bir program yükleyiniz;
така наречените Троянски коне, или други програми, които биха могли да навредят на данните;bu karmaşıklığın insanlara ciddi anlamda zarar verebilecek bir hata payına dönüştüğüne inanıyordu.
устройството е твърде сложно, но въпреки това Kaptan geleceği kirletebilecek hatta Ramulan imparatorluğuna zarar verebilecek hiç bir şey yapmayacağım.
не бих направил нищо, което може adlandırılan virüslerin bulunduğu hiçbir içeriği ya da verilere zarar verebilecek başka herhangi bir programı siteye yüklemeyecektir;
Neyse ana fikri şuydu vicdanını dinle ama bu sırada kimseye zarar verebilecek bir şey yapma.
Все тая, същината на това е Bizim işimiz, Harry, senin ve benim işim, ülkemizin güvenliğine zarar verebilecek her şeyi ve herkesi etkisiz hale getirmek.
Нашата работа, Хари, твоята и моята, е 
