BLEIBT OFFEN - Turkce'ya çeviri

• açık kalır

Bleibt offen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

McCuddin bleibt offen.
McCuddin açık kalıyor.

Der Zeitsprung, den Bacarra geöffnet hat, bleibt offen, bis er wieder in seine Zeit zurückgeht.
Onun zaman ve döner açılan zaman dalgalanma Bacarra o geriye gider kadar açık kalacak.

Das Restaurant bleibt offen. Interessante Idee.
Bu ilginç bir fikir. Restoranı açık tutmak.

Und das Cafe bleibt offen?
Frankım bende kalabilir ve kafem açık kalabilir mi?

Diese Tür bleibt offen, für eine Schicht.
Bu kapı bir vardiya boyunca açık kalacak.

Tür bleibt offen. -Klar.
Tamam. Kapı açık kalacak.

Die Tür bleibt offen.- Was?
Ne var?- Kapı açık kalsın.

Na gut, ihr dürft euch im Schlafzimmer unterhalten, aber die Tür bleibt offen.
Tamam, yatak odasında konuşabilirsiniz… ama bu kapının açık olmasını istiyorum.

Mein Herz bleibt offen.
Benim kalbim hâlâ açık.

Hey, warte. Dieser Vorhang bleibt offen.
Hey, bekle. Bu perde açık kalacak.

Starten oder nicht starten- die Frage bleibt offen.
Davet edildi veya davet edilmedi- soru hala açık.

Und der unterste Knopf vom Sakko bleibt offen.
Yeleğin en alt düğmesi açık kalabilir.

Verstehen, bleibt offen.
Bilg. açık kalsın.

Das Gefängnis auf Guantánamo bleibt offen.
Mesela Guantanamodaki hapisane hala açık.

Das heißt, die Wunde bleibt offen, bis sie irgendwann heilt!
Yani iyileşene dek yara açık kalacaktır!

Wie solche Vorsätze verwirklicht werden, bleibt offen.
Bu niyetlerin gerçekleşmesi meselesi açık kalıyor.

Sein Schicksal bleibt offen.
Kaderin ağzı açık kalmış.

Diese Frage unter den Historikern bleibt offen.
Tarihçiler arasında bu soru açık kalıyor.

Bewertung von Anwendungen wird sofort beginnen und die Positionen bleibt offen, bis gefüllt.
Uygulamaların gözden derhal başlayacak ve dolu kadar pozisyonları açık kalacak.

Aufgabenansicht: WIN+ TAB- Neue Aufgabenansicht öffnet sich und bleibt offen.
Görev görünümü: Win+ Tab- Yeni görev görüntüleme işlevini açıyor ve açık bırakıyor.