GEGESSEN HAT - Turkce'ya çeviri

• yiyen
• yerse
• yediğini
• yediği
• yemiş

Gegessen hat Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Vielleicht wie ein Pferd, das ein bisschen zu viel gegessen hat.
Yalnız biraz fazla yiyen bir ata benzemiş.

den Efraim Albright gegessen hat, umgebracht.
Efraim Albrightın yediği adamı öldürdü.

Überraschenderweise hat eine Person, die eine kleine Portion Pomelo gegessen hat, ein Sättigungsgefühl.
Şaşırtıcı bir şekilde, pomelonun küçük bir bölümünü yemiş bir kişi doyumsuzluk duygusu taşır.

Jesus Fisch(Lukas 24,42-43) und Lamm(Lukas 22,8-15) gegessen hat.
kuzu eti( Luka 22:8-15) yediğini kaydetmektedir.

Ich habe nie irgend jemanden vertreten, der sein Kind gegessen hat in"Law Order.
Çocuğunu yiyen hiç kimseyi temsil etmedim. Yani, Law and Orderda.

Das einzige Frühchen hier, ist das Baby, das dieses Baby gegessen hat.
Bu odadaki erken doğmuş tek bebek, bu bebeğin yediği bebek.

Baccarat, eine Teufelsfruchtnutzerin die die«Lucky Lucky» Frucht gegessen hat.
Baccarat bir konsiyerj ve kendisi'' Lucky Lucky'' meyvesi yemiş.

Wenn möglich, bestimmen Sie, welche Droge das Kind gegessen hat.
Mümkünse, çocuk tarafından hangi ilacın yediğini belirleyin.

An8}das unsere Tomaten gegessen hat.{\an8}Heute bringe ich endlich das Eichhörnchen zur Strecke.
Bugün, yetiştirdiğim domatesleri yiyen sincabı sonunda öldüreceğim.

Das gibt Aufschluss darüber, wo das Opfer in den letzten 18 Stunden gegessen hat.
Bu bize kurbanın son 18 saatte nerede yediği gösterir.

Baccarat, eine Teufelsfrucht-Benutzerin, die die„lucky lucky„-Frucht gegessen hat.
Baccarat bir konsiyerj ve kendisi'' Lucky Lucky'' meyvesi yemiş.

Bei einem Fossil weiß ich, was es zum Frühstück gegessen hat.
Bir milyon yaşındaki fosilin sabah kahvaltısında ne yediğini bilirim.

Wer weiß, wer die meisten Pizzastücke gegessen hat?
Buna göre en fazla pizza yiyen kimdir?

Mike flog bei den Pfadfindern raus, weil er ein Paar Socken gegessen hat.
Mikeı da erkek izcilerden bir çift çorap yediği için kovdular.

täglich alles aufzuzeichnen, was ein Haustier gegessen hat(sogar versehentlich).
günlük olarak bir hayvanın yediği herşeyi( yanlışlıkla) bile kaydetmek gerekir.

Und während sie ihre Süßigkeiten gegessen hat, hab ich ihr vorgelesen.
O şekerlerini yerdi, ben de ona okurdum.

Nein. Sobald sie fertig gegessen hat.
Hayır, yemeğini bitirdikten sonra.

Als meine Tochter das erste Mal Müsli gegessen hat, war ich bereit für den Heimlich-Handgriff.
Kızım ilk defa gevrek yediğinde boğulmasın diye orada bekledim.

Das bedeutet, dass der Kritiker etwas gegessen hat, was er nicht sollte.
Anlamı, eleştirmen yememesi gereken bir şey yedi.

Wieso? Der Polizeiarzt sagte mir, dass Ric die beiden Tage vor seinem Tode nichts gegessen hat.
Olduğunu söyledi. iki gündür bir şey yememiş Niçin? Adli tabip Ricin ölmeden önce.