GESELLIG - Turkce'ya çeviri

• sosyal
• girişken
• sokulgan
• hoşsohbet

Gesellig Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Welpen sind anfangs leichtgläubig und gesellig, wachsen aber in geschlossenen Hunden auf.
Yavrular ilk başta safkan ve sosyaldir, ama daha kapalı köpeklere dönüşürler.

Das ist nicht gesellig.
Pek de sosyallik sayılmaz bu.

Beliebt, schön, gesellig.
Popülermiş, güzelmiş, sokulganmış.

Das ist nicht gesellig, sondern ekelig.
Bu hiç sosyalce değil.

Ich war dort so gesellig, wie du hier.
Senin burada olduğun kadar sosyaldim.

Ich gehe weg, wenn sie Interviews gibt oder gesellig sein muss.
O röportaj verirken veya sosyalleşmesi gerektiğinde çıkıyorum.

Wir waren sehr gesellig.
Birlikte çok sosyalleştik.

Seit wann bist du so gesellig?
Ne zamandır bu kadar sosyalsin?

Inhaber langer Augenbrauen wissen, wie man fast jedem Stress standhält und sind sehr gesellig.
Uzun kaşlara sahip insanlar neredeyse her strese dayanabilir ve çok girişkendir.

sie sind extrem gesellig.
Son derece sosyaller.

Ja, Delfine sind sehr gesellig.
Evet, yunuslar çok sosyaller.

Alice kann sehr gesellig und attraktiv sein, wenn sie will.
Alice canı isterse çok arkadaş canlısı ve cazibeli olabiliyor.

Ich bin heutzutage nicht sehr gesellig.
Bugünlerde pek sosyal biri değilim.

Ich bin nicht gesellig oder freundlich. Das ist es ja gerade.
Çok sosyal biri değilim ve onlar da bundan hoşlanmıyor.

Gesellig und lustig!
Güvenli ve komik!

Welpen sind sehr gesellig und stecken ihre Nase in alle Ritzen des Hauses.
Yavrular çok hareketli ve burunlarını evin tüm çatlaklarına yapıştırabilir.

Gesellig, aber oft allein,
Sürmeli, ama çoğu zaman

Gesellig, aber oft allein,
Sürmeli, ama çoğu zaman yalnız,

Gesellig und für jeden Spaß zu haben.
Güvenli ve herkes için eğlence.

Keller war nicht besonders gesellig, aber er hatte einen Mitbewohner.
Keller pek sosyal biri değildi ama oda arkadaşı vardı.