IRGENDWO DA DRAUSSEN - Turkce'ya çeviri

• dışarıda bir yerde
• orada bir yerde
• dışarıda bir yerlerde
• oralarda bir yerde
• oralarda bir yerlerde
• dışarılarda bir yerde
• orada bir yerlerde
• dışarda bir yerde

Irgendwo da draußen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Sie ist irgendwo da draußen.
Şu anda dışarda bir yerde.

Sie müssen irgendwo da draußen sein.
Bence orada bir yerlerde olmalılar.

Er muss irgendwo da draußen auf dem Parkplatz sein.
Oralarda bir yerlerde otoparkta olmalı.

Zu wissen, dass die wahre Liebe irgendwo da draußen ist.
Gerçek aşkının oralarda bir yerde olduğunu bilmek.

Also ist mein kleines Mädchen irgendwo da draußen und krank.
Küçük kızım dışarıda bir yerlerde ve hasta.

Er ist irgendwo da draußen.
Dışarılarda bir yerde. Ona yardım etmem gerek.

Er ist irgendwo da draußen.
Şimdi de dışarıda bir yerde.

Deine Seelenverwandte ist irgendwo da draußen.
Ruh eşin orada bir yerde.

Sie müssen irgendwo da draußen sein.
Dışarda bir yerde olmalılar.

Sucht weiter. Sie muss irgendwo da draußen sein.
Oralarda bir yerlerde. Aramaya devam edin.

Das heißt, dass Mr. Turtle irgendwo da draußen ist.
Orada bir yerlerde. Yani Bay Kaplumbağa.

Irgendwo da draußen muss es einen schwarzen Spider-Man geben.
Dışarıda bir yerlerde siyahi bir Örümcek-Adam vardır.

Wir sehen uns, irgendwo da draußen.
Oralarda bir yerde görüşürüz.

Dieses Mädchen ist irgendwo da draußen und du solltest hoffen, dass ich sie finde. Bitte.
O dışarılarda bir yerde, ve umarım kendi iyiliğin için onu bulmama yardım edersin.

Victor ist irgendwo da draußen, mit unendlichen Kräften.
Victor dışarıda bir yerde limitsiz gücü ile geziyor.

Er muss irgendwo da draußen sein.
Orada bir yerde olmalı.

Irgendwo da draußen ist eine Frau… Eine Frau namens.
Dışarda bir yerde, birisi… bir kadın… kadının adı.

Ich wusste, du bist irgendwo da draußen.
Orada bir yerlerde olduğunu biliyordum.

Irgendwo da draußen ist ein Steak mit deinem Namen- Ja.
Evet. Dışarıda bir yerlerde, üzerinde adının yazılı olduğu bir biftek var.

Um zu sterben. Hart war zu wissen, du bist irgendwo da draußen.
Zor olan şey… senin oralarda bir yerde olup ölmeye direnmeni bilmek.