MERKT - Turkce'ya çeviri

• fark
• anlamadan
• anlarsa
• farketti
• merkt
• anlayana kadar
• farkında
• anlar
• farkına
• anladığında
• anlıyor
• anlıyorsun
• anlarsın

Merkt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Wenn der Typ merkt, dass du es fürs Geld machst, kommt er nicht wieder.
Erkek bu işi para için yaptığını anlarsa,… bir daha gelmez.

Ausführender Produzent Michel Merkt.
Yapımcı Michel Merkt.

Sprüht überall Feuer. Dann merkt Iron Man, was los ist, und Satan.
O zaman Demir Adam olan biteni anlar ve Şeytan her yere… alev saçar.

Das merkt man nicht mal.- Das ist unbewusst.
Bu bilinçaltı. Bu insanların farkında bile olmadıkları… şeyler; kadınlara kapı açmak gibi.

Schnell rein und raus, bevor irgendjemand merkt, was los ist.
Ne boklar döndüğünü kimse anlamadan çabucak girip çık.

Wenn mein Vater merkt, warum du das tust, wird er dich töten.
Eğer babam bunu neden yaptığını fark ederse.

Was, wenn es nach dem Film jeder merkt?
Ya bu filmi çekersem ve herkes anlarsa?

Michel Merkt.
Michel Merkt.

Such dir die richtige Position, und bevor sie was merkt, ist alles vorbei.
Sadece doğru konumu seç, o farkına varana kadar her şey olur biter.

Er merkt nicht einmal, daß seine Zigarre ausgegangen ist.
Fakat o farkında olmazdı sigarasının bittiğinin.

Sei vorher zurück, oder sie merkt, dass ihre Karte fehlt.
Vaktinde dön, yoksa kartın kayıp olduğunu anlar.

Verschwinden wir, bevor Magnus merkt, dass das Buch wertlos ist.
Pekala, Magnus kitabin degersiz oldugunu anlamadan… hemen burdan tüyelim.

Wie kann es sein, dass keiner von diesen Ignoranten beim GCPD merkt, dass die Bremsleitung durchgeschnitten ist?
GCPDde çalışan dangalaklardan biri bile bunu nasıl fark edemedi?!

Er wird Thane töten, wenn er merkt, dass wir gelogen haben.
Ona yalan söylediğini anlarsa Thanei oldürür.

Werde fraglos ich dran glauben. Wenn Valentine merkt, dass das Geld weg ist.
Valentine, o paranın gittiğini anladığında, hiç şüphesiz, ayvayı yiyen ben olacağım.

Dass das Publikum nichts davon merkt, auch das ist eine Kunst.
İnsanlar farkına varmasa da aslında bu bir sanattır.

Der Schläfer merkt das oft gar nicht, fühlt sich aber tagsüber erschöpft.
Kişi genellikle bunun farkında değildir, ama gün içinde yorgun hissetmeye başlayacaktır.

Die Pasta ist zerkocht, das merkt jeder.
Makarna fazla pişmiş ama o kadarını herkes anlar.

Weil nicht einmal sie merkt, wie verdammt manipulativ er ist.
Çünkü çocuğun kendisini nasıl kullandığını o bile fark edemiyor.

gebe die Bakterien in die Flüssigkeit, und verschwinde bevor jemand merkt, dass ich da war.
kimse orada olduğumu anlamadan çıkıyorum.