So enden Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Wir wussten beide, dass es so enden musste.
İkimiz de bu şekilde bitmesi gerektiğini biliyorduk.Anna, es muss nicht so enden. Fürs Erste.
Böyle bitmek zorunda değil Anna. Şimdilik.Joe, es muss nicht so enden!
Joe! Böyle bitmesi gerekmiyor!Lassen Sie es nicht so enden, Captain.
Bu şekilde bitmesine izin verme, kaptan.Ich hoffe, es muss nicht so enden.
Umarım bu şekilde bitmesi gerekmez.Muss es wirklich so enden?!
Sahiden böyle bitmek zorunda mıydı?!Joe, es muss nicht so enden!
Böyle bitmesi gerekmiyor! Joe!Ich will nicht so enden.
Sonumun böyle olmasını istemiyorum.Es muss nicht so enden.
Bu şekilde bitmesi gerekmiyor.Aber es muss nicht so enden.
Ama bu şekilde bitmesine gerek yok.Aber, Schätzchen, die Geschichte muss nicht so enden.
Ama tatlım, hikaye böyle bitmek zorunda değil.Es muss nicht so enden.
Ve bu şekilde bitmesi gerekmiyor.Ich wusste, es würde so enden!
Sonumun böyle olacağını biliyordum!I-Ich kann es nicht so enden lassen.
Lindayı. bu şekilde bitmesine izin veremem.Lassen Sie mich nicht so enden. Wie immer das hier ausgeht,- Doktor.
Doktor. işler nasıl giderse gitsin, her ne olursa olsun… Sakın sonumun böyle olmasına izin verme.Deine Geschichte muss nicht so enden.
Hikayen, böyle son bulmak zorunda değil.Ihre Geschichte soll doch nicht so enden. -Miss Sage.
Elbette hikayenizin böyle bitmesini istemezsiniz.- İyi…- Bayan Sage.Keiner von uns will so enden.
Hiç birimiz böyle bitsin istemezdik.Bitte nicht so enden!
Evet lütfen böyle bitmesin!Ich wusste, dass Dong-su so enden würde.
Dong-sunun sonunun böyle olacağını biliyordum.
