STANDHALTEN - Turkce'ya çeviri

dayanabilir
dayanmalıdır
durchhalten
zu ertragen
aushalten
standhalten
widerstehen
überdauern
zu halten
ausharren
dayanacak şekilde
ayakta
stehen
wach
aufrecht
noch
ambulante
kann
aufbleiben
stillstehen
standhalten
dayanmak
durchhalten
zu ertragen
aushalten
standhalten
widerstehen
überdauern
zu halten
ausharren
dayanması
durchhalten
zu ertragen
aushalten
standhalten
widerstehen
überdauern
zu halten
ausharren
dayanamadı
dayanamaz
dayanmalı
durchhalten
zu ertragen
aushalten
standhalten
widerstehen
überdauern
zu halten
ausharren
dayanabilecek

Standhalten Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
So müssen Winterreifen besonders hohen Belastungen standhalten.
Bu nedenle kış lastikleri, özellikle yüksek yüklere dayanmak zorundadır.
Laminat Klasse 33- kann den höchsten Belastungen standhalten.
Laminat sınıfı 33- en büyük strese dayanabilir.
Die Beschichtung muss dem ständigen Aufprall des Fahrzeugs standhalten.
Kaplama, aracın sabit etkisine dayanmalıdır.
Lacke müssen mechanischen Einwirkungen und dem Kontakt mit Gegenständen ohne kritische Folgen standhalten.
Boyalar mekanik etkiye dayanmalı ve kritik sonuçları olmayan nesnelerle temas etmelidir.
Konnte dem Druck des Deutschen Reiches nicht einmal standhalten.
Alman İmparatorluğunun baskısına bile dayanamadı.
(7) Farbe kann hohen Temperaturen nicht standhalten.
( 7) boya yüksek sıcaklıklara dayanamaz.
Die Balkontür muss viel höheren Belastungen standhalten als ein einfaches Fenster.
Balkon kapısının, basit bir pencereden çok daha fazla yüke dayanması gerekir.
Drüsen sollten normalerweise niedrigen Temperaturen standhalten.
Bezler normalde düşük sıcaklıklara dayanmalıdır.
können aber gleichzeitig einer großen Belastung standhalten.
aynı zamanda büyük bir yüke dayanabilir.
Es muss mehreren Zyklen standhalten und darf nicht deformiert werden.
Birkaç çevrime dayanmalı ve deforme olmamalıdır.
Kein einziger Kurde kann solchen Beleidigungen standhalten.“.
Hiçbir Kürt bu hakaretlere dayanamaz.''.
diese Zusammensetzung konnte keiner Kritik standhalten.
bu kompozisyon herhangi bir eleştiriye dayanamadı.
Der Boden der Struktur muss einer hohen Belastung von mindestens 6 Personen standhalten.
Yapının zemini en az 6 kişi yüksek bir yüke dayanmalıdır.
kann die Sattelstütze schwere Lasten standhalten.
pervane ağır yüklere dayanabilir.
sollte öffentlicher Überprüfung standhalten.
kamusal incelemeye dayanmalı.
Insbesondere eine gedankliche Bekämpfung via Fernsehen und Radio kann keine Terrororganisation standhalten.
Özellikle televizyon ve radyo yoluyla yapılacak fikri mücadeleye hiçbir terör örgütü dayanamaz.
kontrolliert die gesamte Lebensdauer; Es muss Wind und Regen standhalten.
tüm hayatı kontrol eder; rüzgâra ve yağmura dayanmalıdır.
Eine Wand aus Gasblöcken kann 4-5 Stunden lang offenem Feuer standhalten.
Bir gaz bloğu duvarı 4-5 saat boyunca açık ateşe dayanabilir.
Das Fundament des Fußbodens muss mit hochwertigem Holz beginnen- es muss einer großen Belastung standhalten.
Zeminin temeli yüksek kaliteli ahşapla başlamalı- büyük bir yüke dayanmalı-.
robuste Pflanze kann negativen Temperaturen bis -12° C standhalten.
dayanıklı bitki -12° Cye kadar negatif sıcaklıklara dayanabilir.
Sonuçlar: 149, Zaman: 0.0406

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce