Vorankommen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Die Gen Y will schnell vorankommen.
Vier Zeitersparnispakete: Du möchtest schneller im Spiel vorankommen?
Dört Time Saver paketi: Oyunda daha hızlı mı ilerlemek istiyorsunuz?Wir müssen schneller vorankommen.- Nicht genug.
Daha hızlı ilerlemeliyiz. Pek değil.Wir müssen vorankommen.
İlerlemek zorundayız.Wir lassen Sie wissen, wie unsere Ermittlungen vorankommen.
Ich will vorankommen.
İlerlemek istiyorum.Sie wollen doch vorankommen im Leben?
Zugriff aus Hollywood… 6A79, verstanden. Wir müssen vorankommen.
İlerlememiz gerek. 6A79, bizi Hollywooddan yanıt veriyor gösterin.Wenn wir alle gemeinsam vorankommen, kümmert sich der Erfolg um sich.“.
Herkes birlikte ilerliyorsa, öyleyse başarı kendi çaresine bakar.”.Wir sind froh, dass diese Dinge vorankommen, und es ist wichtig, dass jetzt auch.
Bu şeylerin ilerlemesinden mutluyuz ve şimdi diğer olayların da meydana gelmesi önemlidir.Unsere Entwicklung stagnierte… wollte ohne Führung des Orakels nicht vorankommen. Wir hofften, dass es zurückkehrt.
Gelişmemiz durakladı, kendimizi Kahinin rehberliği olmadan ilerlemeye isteksiz bulduk bir gün bize döneceğini umarak.mit dem Schreiben vorankommen.
Yazmaya devam etmeliydi.Auch in Wien nur langsames Vorankommen.
Viyanada Müzakereler Yavaş İlerliyor.Richtung Tempel vorankommen.
die Fortschritte machen, und wir beobachten eingehend, wie sie vorankommen.
biz onların nasıl ilerlediklerini yakından izliyoruz.Er muss verschiedene Puzzles lösen und vorankommen, indem er die Geschichte langsam entwickelt.
Çeşitli bulmacaları çözmeli ve hikayeyi yavaşça geliştirerek ilerlemelidir.Er muss verschiedene Puzzles lösen und vorankommen, indem er die Geschichte langsam entwickelt.
Çeşitli bulmacaları çözmeli ve hikayeyi yavaşça ortaya koyarak ilerlemelidir.Ich bin sicher, er will vorankommen und schläft nur mit ihr, um sich Vorteile zu verschaffen.
Eminim öne geçmeye çalışıyor ve sırf avantaj elde etmek için onunla yatıyor.Louise, Sie müssen heute vorankommen.
Louise bugün ilerleme kaydetmemiz gerek.Ich will vorankommen, Aber der Boss wird mich nicht lassen.
