DECIDED TO GO - Turkce'ya çeviri

• gitmeye karar verdi
• girmeye karar vermiş
• gitmeye karar verdik
• gitmeye karar verdim
• gitmeye karar vermiş
• geçmeye karar verdikten sonra

Decided to go Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Hammond and May decided to go as the crow flies.
Hammond ve May dümdüz gitmeye karar verdi.

I told him all about you going and he got all excited and decided to go.
Senin oraya gideceğini söyledim o da heyecanlanıp gitmeye karar verdi.

Tom and Mary decided to go see a scary movie.
Tom ve Mary bir korku filmi izlemeye gitmeye karar verdiler.

He and Allen Woods decided to go to another village on their own.
Allen Woodsla birlikte, başka bir köye gitmeye karar vermişler.

It was bitter cold that winter, so we decided to go someplace warm.
O kış hava çok soğuktu biz de sıcak bir yere gitmeye karar vermiştik.

I'm not the one who decided to go bat-shit crazy.
Delirmiş bir pislikle gitmemeye karar verdim.

So we decided to go someplace warm. It was bitter cold that winter.
O kış hava çok soğuktu… biz de sıcak bir yere gitmeye karar vermiştik.

I was bored a couple of years back, decided to go to flight school.
Birkaç sene önce biraz bunalıp uçuş okuluna gitmeye karar vermiştim.

Tom decided to go.
Tom gitmeye karar verdi.

She decided to go.
O gitmeye karar verdi.

Apparently she got sick of the monotony and decided to go with a more modern look.
Görünüşe göre tekdüzelikten sıkılmış ve yeni bir kılığa girmeye karar vermiş.

Tom decided to go with us.
Tom bizimle gitmeye karar verdi.

We decided to go there.
Biz oraya gitmeye karar verdik.

Tom decided to go barefoot.
Tom yalınayak gitmeye karar verdi.

So I decided to go.
Ben de gitmeye karar verdim.

Duke and I decided to go swimming.
Duke ve ben yüzmeye gitmeye karar verdik.

Tom decided to go there.
Tom oraya gitmeye karar verdi.

I decided to go with him.
Ben de onunla gitmeye karar verdim.

I am so happy you guys decided to go to the lake house yesterday.
Dün göl evine gitmeye karar verdiğiniz için çok sevindim.

So he decided to go his own way.
O da, kendi yoluna gitmeye karar verdi.