I MEAN NO DISRESPECT - Turkce'ya çeviri

[ai miːn 'nʌmbər ˌdisri'spekt]
[ai miːn 'nʌmbər ˌdisri'spekt]
saygısızlık yapmak istemiyorum
saygısızlık etmek istemiyorum

I mean no disrespect Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And I mean no disrespect when I say this but I always thought Governor Odegard was a very attractive woman.
Bunu söylerken saygısızlık etmek istemem ama her zaman Vali Odegardın çok çekici olduğunu düşünürdüm.
I mean no disrespect, But it seems a shame she will never have a family of her own.
Saygısızlık etmek istemem ama, asla kendi ailesini kuramayacak olması ne acı.
But that show looks like it was animated in a moving car. That show-- and-and I mean no disrespect when I say this.
Bu dizi -bunu söylerken saygısızlık yapmak istemiyorum ama-… araba içindeki animasyona benziyor.
From using the weapon on us as well? but what will stop the Empire Governor, I mean no disrespect.
Vali, saygısızlık etmek istemem… fakat ya İmparatorluk silahı bizim üzerimizde de kullanmak isterse ne olacak?
That show… and-and I mean no disrespect when I say this… But that show looks like it was animated in a moving car.
Bu dizi -bunu söylerken saygısızlık yapmak istemiyorum ama-… araba içindeki animasyona benziyor.
My father used to say but I mean no disrespect, Your Majesty. my tongue was sharper than my needle.
Babam dilimin iğnemden sivri olduğunu söylerdi… ama saygısızlık etmek istemedim Majesteleri.
But what will stop the Empire from using the weapon on us as well? Governor, I mean no disrespect.
Vali, saygısızlık etmek istemem… fakat ya İmparatorluk silahı bizim üzerimizde de kullanmak isterse ne olacak?
I mean no disrespect, Natalya but you're trying to look like something you aren't.
Saygısızlık etmek istemiyorum Natalya, ama olmadığın bir şey olmaya çalışıyor gibisin.
But I mean no disrespect, Your Majesty. my tongue was sharper than my needle, Well, my father used to say.
Babam dilimin iğnemden sivri olduğunu söylerdi… ama saygısızlık etmek istemedim Majesteleri.
Governor, I mean no disrespect, but what will stop the Empire from using the weapon on us as well?
Vali, saygısızlık etmek istemem… fakat ya İmparatorluk silahı bizim üzerimizde de kullanmak isterse ne olacak?
Look, if you don't mind me saying, and I mean no disrespect, it makes me wonder how you missed what your husband was doing?
Bak söylememde sakınca yoksa ve saygısızlık etmek istemiyorum ama merak ediyorum kocanın yaptıklarını nasıl gözden kaçırdın?
From using the weapon on us as well? Governor, I mean no disrespect, but what will stop the Empire?
Vali, saygısızlık etmek istemem… fakat ya İmparatorluk silahı bizim üzerimizde de kullanmak isterse ne olacak?
I mean no disrespect, Anzor, but I don't think I would be taking that deal.
Saygısızlık etmek istemem, Anzor… ama ben olsam kabul etmezdim bu anlaşmayı.
I mean no disrespect, but this guy's heavy and ever since I was shot in the ass, I have been prone to sciatica.
Saygısızlık etmek istemem, ama bu adam ağır kıçımdan okla vurulduğumdan beri siyatiğe eğilimliyim.
I mean no disrespect, but I have given my allegiance to you,
Saygısızlık etmek istemem, ama ben bağlılığımı size,
I mean no disrespect. But that song,
Saygısızlık yapmak istemem ama bu şarkı,
Chancellor, I mean no disrespect but I have repeatedly warned you about your policies,
Şansölye, saygısızlık etmek istemem ama politikalarınızın bizi,
Sir, I mean no disrespect, but I can't help thinking there's something you're not telling me.
Efendim, saygısızlık etmek istemem… ama düşünmeden edemiyorum, bana söylemediğiniz bir şeyler var.
Look, John, I mean no disrespect, but all of our recruits have academic qualifications.
Bak, John, yanlış anlama ama tüm çalışanlarım, belli bir akademik kariyere sahip insanlar.
maybe this is too soon, and I mean no disrespect, but with Weitz having moved on and Madeline escaped.
karmaşa içinde olmasından dolayı, şimdi kim sorumlu olacak? Hey, belki bu çok erken, saygısızlık etmek istemiyorum.
Sonuçlar: 60, Zaman: 0.0449

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce