INSTEAD OF DOING - Turkce'ya çeviri

[in'sted ɒv 'duːiŋ]
[in'sted ɒv 'duːiŋ]
yapmak yerine
instead of doing
instead of making
instead of building

Instead of doing Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And you memorised that instead of doing what?
Neyi yapmak yerine bunu ezberlediniz?
And you tell me instead of doing so?
Bunu yapmak yerine anlatıyorsun sen de?
Instead of doing that, just give me 60.
Bunu yapmak yerine bana 60 ver.
Okay. Well, instead of doing it together.
Tamam, bunu beraber yapmak yerine ilk başlayacaksın.
Instead of doing fun stuff with my new truck.
Yeni kamyonetimle eğlenceli şeyler yapmak varken.
But instead of doing the smart thing, you.
Ama akıllıca olan şeyi yapmak yerine.
But now instead of doing something creepy and desperate.
Ama sapıkça ve umutsuzca bir şey yapmak yerine.
Instead of doing nothing, there may be another way.
Hiçbir şey yapmamaktan daha iyi bir yol olabilir.
Instead of doing the smart thing, you played me!
Doğru şeyi yapmak yerine, benimle oynadın!
Yeah, by kidnapping me instead of doing the spell.
Evet, bana kaçırma yerine büyü yaparak.
Why are you following girls instead of doing my job?
Neden benim işimi yapmak yerine kızların peşine düşüyorsun?
And instead of doing anything about it, they covered it up.
Bu konuda bir şey yapmak yerine örtbas ettiler.
Instead of doing our mission, we start a fire.
Görevimizi başaramadık ve bir de yangın çıkarttık.
My Immense Knowledge Of American Jurisprudence Instead Of Doing My Charitable Work.
Hayır işleri yapmak yerine ucsuz bucaksız Amerikan hukuk bilgilerimi uygulayacağım başka bir sıradan gün.
Instead of doing what was right… I did what was easy.
Doğru olanı yapmak yerine… kolay yolu seçtim.
Instead of doing what was right… I did what was easy.
Kolay yolu seçtim. Doğru olanı yapmak yerine.
Instead of doing what needed to be done, Tom read a book.
Tom yapılması gerekeni yapmak yerine kitap okudu.
Instead of doing her work, Veronica is downstairs boom-booming my dad!
Veronica işini yapmak yerine aşağıda babamla aşna fişne yapıyormuş!
Instead of doing what was right… I did what was easy.
Kolay yolu seçtim. Dogru olani yapmak yerine.
Nobody will be alive if westay here… instead of doing something.
Burada kalırsak kimse hayatta kalmaz… Burada başka şeyler oluyor.
Sonuçlar: 3496, Zaman: 0.0402

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce