SOMETHING I WANTED - Turkce'ya çeviri

• istediğim bir şey
• istediğim bir şeyi
• istediğim birşey
• istediğim bir konu
• istediğim bir şeyden
• i̇stediğim bir şey
• istediğim bir şeye
• istediğim birşeyden
• şeyden daha fazla istediğim
• şey bay dickinson sizinle konuşmak istediğim

Something i wanted Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

They had something i wanted.
İstediğim bir şeye sahipler.

It wasn't something I wanted you involved in.
Seni bulaştırmak istemediğim bir şeydi.

I can't remember something I wanted to remember.
Anımsamak istediği bir şeyi anımsayamıyorum.

There was something I wanted to tell you.
Sana söylemek istediğim bir şeyler vardı.

It's just something I wanted to do.
Bu hep yapmayı istediğim bir şeydi.

Taking him wasn't something I wanted to do.
Onu almak, yapmayı pek de istemediğim bir şeydi.

There was something I wanted to see, and someone I had to meet.
Burada görmek istediğim bir şey, ve buluşmam gereken bir insan vardı.

This is the first time in my life where something I wanted came so easy.
Bu hayatım boyunca istediğim bir şeyi en kolay elde ettiğim an olacak.

Yeah, well, it's not something I wanted to watch.
Evet, izlemek istediğim bir şey değildi.

Actually, Mr. Lewman, there was something I wanted to talk to you about.
Aslında, sizinle konuşmak istediğim birşey var bay Lewman.

In the end… there was something I wanted more.
Meğer daha çok istediğim bir şey varmış.

I knew he represented something I wanted to buy.
Almak istediğim bir şeyi temsil ettiğini biliyordum.

Something I wanted to do.
Yapmak istediğim bir şey vardı.

There's something I wanted to ask you guys.
Size sormak istediğim birşey var, çocuklar.

Pos(192,210)}But it was still something I wanted to fix.
Ama hâlâ düzeltmek istediğim bir şeyler vardı.

There's something I wanted to talk about.
Sizinle konuşmak istediğim bir şey var.

I had something I wanted to talk over with you.
Istediğim birşey vardı. Seninle konuşmak.

It's not something I wanted, it just happened.
Ben istediğim bir şey değil, sadece oldu.

There's something I wanted to run past you.
Sana danışmak istediğim bir şey var.

Prof. Lloyd said I should ask him if there was something I wanted.
İstediğim birşey var. Profesör Lloyd istersem bana vereceğini söyledi.