Dolusu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bir otobüs dolusu.
Bizi bekleyen bir hastane dolusu hasta var.
Bu bir bez dolusu saygı!
Çorap Dolusu Kokain. Kokain!
İki büyük torba dolusu.
Bir kalp dolusu aşk.
Peter Cordero bir polis aramasında bir çanta dolusu kokain ile birlikte yakalanmıştı.
Aşk dolusu kalp.
Bir kürek dolusu kum.
Bir kasaba dolusu sivil.
Ben haftada bir beher dolusu üretiyorum.
Bir evren dolusu galaksi!
Sadece bir saatte üç poşet dolusu plastik çöp topladım.
Bir dolap dolusu ayakkabı.
İki büyük torba dolusu.
O gelin süitinde bir oda dolusu şüpheli var.
Bir kova dolusu.
Ehren buraya geliyor, ve onu buraya bi tepsi dolusu çorbayla getiriyoruz.
Ağız dolusu/ küçük.
Bu sandığımdan daha zor olacak. Raf dolusu.