EMRI - Almanca'ya çeviri

Befehl
emir
komut
talimat
command
buyruğu
Anweisung
talimat
emir
yönerge
Anordnung
emir
düzenlenmesi
düzeni
bir düzenleme
talimatı
aranjman
Gebote
emir
teklif
buyruk
kural
Auftrag
görev
sipariş
emir
adına
Order
emri
sipariş
düzen
Kommando
komando
emir
yetki
komutayı
kumanda
kumandayı
görevden
Haftbefehl
tutuklama emri
tutuklandı
emri
tutuklama
izinleri
hakkında tutuklama kararı
Bestimmung
belirlenmesi
amaç
belirlemek
hüküm
kaderin
tayini
kadir
emri
gayem
yazgı
angeordnet
düzenlenmiştir
emrini
emretti
yerleştirilir
talimat
talimatı verdi

Emri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Emri verenin ben olduğumu Isabela bilmemeli.
Isabela darf nicht erfahren, dass der Auftrag von mir kam.
Ma Parkerın emri mi?
Eine Anweisung von Ma Parker?
Bir piyasa ve limit emri arasındaki fark nedir?
Was ist der Unterschied zwischen einer Market Order und einer Limit Order?.
Tanrının on emri vardır On emri söyleyiniz.
Gott hat uns zehn Gebote gegeben.
Başkanın emri.
Anordnung des Vorsitzenden.
Babanın emri.
Befehl Eures Vaters.
Askerler sizi korumak için ve senatonun emri altında olacaklar. kalacaklar… Ben gideceğim.
Ich gehe. Die Legionäre bleiben zu eurem Schutz, unter dem Kommando des Senats.
Paulü kefaletle serbest bırakılmasını alıkoyacak emri vermeyi reddeden aptal da sensin!
Sie sind der Idiot, der sich geweigert hat, den Haftbefehl auszustellen, der Paul davon abgehalten hätte, auf Kaution rauszukommen!
Demek ki emri Drewnun kendisi verdi ya da… belki Crowderlar.
Das bedeutet, Drew hat den Auftrag selbst gegeben, oder.
İş Emri Yönetimi.
Work Order Managements.
Allahın emri ise biçilmiş bir kaderdir.
Und ALLAHs Bestimmung ist eine festgelegte Bestimmung..
Doktorun emri.
Anweisung des Arztes.
Bakıcı. Kraliçenin emri.
Babysitter. Anordnung der Dame.
Bakıcı. Kraliçenin emri.
Babysitter. Befehl der Königin.
İbraniler in içinde'' On Emri'' taşıdıkları sandıktan bahsediyor.
Die Truhe, in der die Hebräer die Zehn Gebote herumtrugen.
Şerifin emri var.
Der Sheriff hat es angeordnet.
Bente Knudsenin emri altındaki beş genç adam Afganistanda öldü.
Fünf junge dänische Männer sind unter Bente Knudsens Kommando in Afghanistan gestorben.
Emri görmem lazım.
Ich muss den Haftbefehl sehen.
Ya sen? Bu emri yerine getirecek misin? Sen, bizi kendini bildiğinden beri tanırsın.
Und sie, sie würden diesen auftrag ausführen? sie, die uns ihr ganzes leben gekennt haben.
Bir piyasa veya limit emri arasında karar verirken, yatırımcılar ek maliyetlerden haberdar olmalıdır.
Bei der Entscheidung zwischen einem Markt oder einer Limit Order sollten Anleger die zusätzlichen Kosten berücksichtigen.
Sonuçlar: 2107, Zaman: 0.0431

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca