FARKINDALAR - Almanca'ya çeviri

wissen
bilmek
bilir
öğrenmek
bilgi
hakkında
bilen
biliyoruz
farkında
bewusst
bilerek
fark
kasten
haberdar
farkındalık
bilinçli
kasıtlı olarak
biliyorum
habersiz
sie merken
farkında
anladıklarını
sezerlerse
erkennen
tespit
tanımak
fark
tanır
tanıyabilir
algılamak
ayırt
kabul
algılayabilir
görmek

Farkındalar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
İsviçreliler bunun farkındalar.
Die Schweizer wissen das.
Mükemmel graffiti dayanıklılığı, uygulamada ulaşması çok zor bir durum, onlar da bunun farkındalar.
Perfekte Graffiti-Beständigkeit kann in der Praxis sehr schwierig sein, das wissen sie.
Ve bu gibi yerlerde kondom satan özel şirketler bunun farkındalar.
Die Privatunternehmen, die an diesen Orten Kondome verkaufen, wissen das.
Katiller de bunun farkındalar.
The Killers wissen das auch.
Elbette, Federasyona katılırlarsa onların sözlü iletişim kurmak isteyeceklerinin farkındalar.
Aber sie wissen, dass wir in der Föderation verbal kommunizieren.
Baileyin ifadesi teşkilatlarının kellesini uçurur ve bunun farkındalar.
Baileys Aussage könnte den Kopf ihrer Organisation abschlagen. Und das wissen die.
Normal öğrencilerin olağanüstü becerileri olduğunun farkındalar ve öğrenme imkanlarını kişiselleştiriyorlar.
Sie erkennen, dass gewöhnliche Schüler außergewöhnliche Begabungen haben, und gestalten Lernmöglichkeiten individuell.
Ve hâlâ bu savaşı kaybedebileceklerinin farkındalar.
Und weil wir diesen Krieg immer noch verlieren könnten.
Ve hala, bu savaşı kaybedebileceklerinin farkındalar.
Und weil wir diesen Krieg immer noch verlieren könnten.
Bu adamlar ne yaptıklarının farkındalar.
Die Jungs verstehen was davon.
Sınırın ötesinde güvende olacaklarının farkındalar.
Sie wissen, dass sie hinter der Grenze sicher sind.
Ve bu zamanın ölçülerinde değil. Sanırım insanlar bunun farkındalar.
Die Leute durchschauen das, solche Figuren haben keinen Bestand.
Hatta Nelson ile Oba bile buranın tehlikeli olduğunun farkındalar.
Sogar Nelson und Oba haben eingesehen, dass das kein sicherer Ort zum Leben ist.
Bu nedenle şirketler siber suçlarla mücadele etmek gerektiğinin uzun zamandır farkındalar.”.
Den Unternehmen war also schon lange klar, dass die Cyberkriminalität bekämpft werden muss.”.
İnsanlar bizim büyük bir iş yaptığımızın farkındalar.
Die Menschen merken, dass wir Großes leisten.
Bunun sadece bir iş olduğunun farkındalar.
Der weiß, dass es nur Business ist.
İkisi de, Brunonun gaz odasında öldürüldüğünün farkındalar.
Sie erkennen beide, dass Bruno in der Gaskammer ermordet worden ist.
Ayrıca vejetaryenler,'' bu tür bir diyetin yararlarının farkındalar.
Und sie sind Vegetarier. Weil sie die Vorteile so einer Ernährung kennen.
Ve aşırıcılar bunun farkındalar.
Und Extremisten verstehen dies.
Atletleri düşünün Onlar sadece çok az atletin profesyonel bir kariyere sahip olabileceğinin farkındalar.
Die wissen, dass nur wenige Athleten eine erfolgreiche Karriere als Profi erleben.
Sonuçlar: 59, Zaman: 0.0314

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca