Iple Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Biliyor musunuz, Albayla taniºmayi iple çekiyorum.
Muhteşem binamızı size göstermeyi iple çekiyoruz.
Ama bu geziyi iple çektiğini biliyorum.
Seninle çalışmayı iple çekiyorum.
Duarteyi görmek zorunda olmayacağın günü iple çekiyorum.
Dürüstçe söylemek gerekirse… yarışmayı iple çekiyorum. Evet.
Nasıl bir hasta, piç bant ve iple seyahat eder ki?
Artık Frau Teresanın boynundaki o iple ne yaptığını biliyorum.
Bazı insanlar ayıldıklarında… seni boynunda iple gördüklerini söylüyorlar.
NINJA ve ndash; Genellikle iple bağlı olduğunu kınından kılıç.
Sen müzenin çatısında olacaksın ve Giulioyu iple aşağı sarkıtacaksın.
Tamam ama fotoğrafları görmeyi iple çekiyordum.
İnanır mısın aslında annenin ziyaretimize gelmesini iple çekiyorum.
İki atlı beyaz polis, siyahi bir şüpheliyi iple atın arkasına bağlayıp karakola götürdü.
Bu yüzden özel kuvvetler helikopterden iple inerler.
Her şey yolunda giderse onları iple gemiye çekeceksin.
Ve ben de bunu gördüğümde inanmayı iple çekiyorum.
Evet, ben de iple çekiyorum.
Uzun süredir bu partiyi iple çekiyordum.
Yıldızlar, lamba gibi, gökyüzüne iple asılmıştı.