PAZARLIK YAPMAK - Almanca'ya çeviri

verhandeln
pazarlık
müzakere
görüşmek
anlaşmak
Verhandlungen
duruşma
müzakere
pazarlık
mahkemeye
dava
davadan
görüşmeleri
feilschen
pazarlık

Pazarlık yapmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Teröristlerle pazarlık yapmak zaten hatadır.
Mit Terroristen zu verhandeln, ist kontraproduktiv.
Sadece pazarlık yapmak istiyor.
Er will nur zu verhandeln.
Ödüller için pazarlık yapmak, kişisel başarının yerini alır
Das Verhandeln um Belohnungen ersetzt die persönliche Leistung-
Sizinle pazarlık yapmak istiyor Carter adlı diğerinin özgürlüğü için.
Sie möchte mit Euch handeln,… damit Ihr die namens Carter freilässt.
Pazarlık yapmak istiyorum.
Ich möchte nachverhandeln.
Taksiciler le pazarlık yapmak lazım.
Die Taxikosten muss man aushandeln.
Teröristlerle pazarlık yapmak zaten hatadır.
Ausserdem ist es falsch, mit Terroristen zu verhandeln.
Caltrans, otoyollarını yöneten bir devlet kurumudur. ve onlarla pazarlık yapmak çok zor olabilirdi.
CalTrans ist das Ministerium für den Autobahnbau, und mit ihnen zu verhandeln, wäre sehr schwierig gewesen.
Buradayım, çünkü pazarlık yapmak istiyorum.
Ich bin hier, weil ich verhandeln will.
Terliyorum çünkü şu anda istediğim son şey senin gibi biriyle pazarlık yapmak.
Das Letzte, was ich will, ist, mit jemandem wie dir zu verhandeln.
Daha iyi bir fiyat için pazarlık yapmak.
Einen besseren Preis auszuhandeln.
Geriye kalan tek şey bir şirket seçmek ve pazarlık yapmak.
Alles, was bleibt, ist ein Unternehmen zu wählen und zu verhandeln.
bu şekilde pazarlık yapmak yaygındır.
auf diese Weise zu verhandeln.
özel mağazalarda pazarlık yapmak gelenekseldir ve Çin bir istisna değildir.
privaten Geschäften zu verhandeln, und China ist keine Ausnahme.
Diyorum ki pazarlık yapmak için biri lazım olduğunda bu sıkıcı İngiliz işimize yaramaz mıydı?
Ich sage bloss… Wenn wir einen Verhandlungstrump brauchen, glaubst du… ein spitzer Stock in diesen langweiligen Briten würde uns etwas bringen?
Ve eğer pazarlık yapmayı bile istemiyorsan senin beklentin silah bırakmaları.- Biliyorum.
Und Sie wollen nicht einmal verhandeln. Das weiß ich.
Pazarlık yapmaya çalışacak ve zaman bizden yana.
Er wird mit uns verhandeln wollen.
Sheliaklar pazarlık yapmayacak.
Sie wollen nicht verhandeln.
Biz haydutlarla pazarlık yapmayız!
Mit den Banditen verhandeln wir noch!
Teröristlerle pazarlık yapmaya başlayamayız.
Wir können nicht mit Terroristen verhandeln.
Sonuçlar: 50, Zaman: 0.0305

Farklı Dillerde Pazarlık yapmak

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca