SOKMAYA - Almanca'ya çeviri

zu stecken
sokmaya
koymak
içinde olmak
tıkmamı
yatırmaya
zu bringen
getirmek
götürmek
taşımak
çıkarmaya
koymak
sokmaya
sağlamak
bana
zu schmuggeln
kaçırmaya
kaçakçılığı
sokmaya
einschleusen
yerleştirebiliriz
sokmaya

Sokmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Teorimi, tarafsızlık testine sokmaya hazırım, Bayan Collins.
Ich bin bereit, meine Theorie objektiv auf die Probe zu stellen, Mrs. Collins.
Oraya bir şey sokmaya hazır değilim. Hayır,!
Ich bin nicht bereit, da was reinzustecken. Nein!
Bir keresinde dilini boğazıma sokmaya çalışmıştı ve ben de burnunu kırmıştım.
Da hab ich ihm die Nase gebrochen. Er wollte mir mal die Zunge in den Hals stecken.
Sizi arabasına sokmaya çalışan kişi Marten miydi?
War Marten derjenige, der dich ins Auto ziehen wollte?
Bisiklet antrenmanına… silahını sokmaya çalışan o değil miydi?
Wollte sie nicht ihre Waffe mit zum Indoorcycling bringen?
Hayatımızı bir düzene sokmaya çalışıyorum, tamam mı?
Ich will mein Leben in Ordnung bringen, okay?
Kızını uygun bir okula sokmaya çalışan bir baba gibi giyinmişsiniz.
Sie sehen wie ein Vater aus, der seine Tochter in eine gute Schule bekommen will.
Cinselliğini bir kalıba sokmaya çalıştıklarında, radikal ol.
Wenn man deine Sexualität in Schablonen zu zwängen versucht, Keep it Radical.
Zayıf bir başkanı tekrar doğru yola sokmaya çalışıyordum.
Ich wollte einen schwachen Präsidenten in die richtige Richtung lenken.
Şeytan ensesine yapıştı onu vaktinden önce mezara sokmaya çalışıyor.
Der Teufel sitzt ihm im Genick und will ihn vorzeitig ins Grab treiben.
Sizi paranoya ve panik haline sokmaya çalışıyorlar.
Die wollen Sie paranoid machen und in Panik versetzen.
Ama ilk önce bizi oraya sokmaya çalışan sendin.
Aber du warst derjenige, der uns überhaupt erst dort hinein gebracht hat.
Ya da parmağını sokmaya.
Seinen Daumen reinzubohren.
Bu işi… yoluna sokmaya çalışıyoruz.
Wir versuchen… Wir wollen das wieder in Ordnung bringen.
Hollyyi, onu bu partilere sokmaya zorlar.
Er zwingt Holly, dass sie ihn auf all diese Partys bringt.
Neden?- Arkadaşım küçük bir çocuğu… ameliyat için ülkeye sokmaya çalışıyor-?
Meine Freundin Gordana versucht, einen kleinen Jungen für eine OP ins Land zu kriegen.- Wieso?
Beni bir evlatlık bokunun içine sokmaya çalışıyorlar.
Sie wollen mich in ein Waisenhaus stecken.
Leonard bizi yıllardır oraya sokmaya çalışıyor ama başaramadı.
Leonard versucht seit Jahren, uns da reinzubringen, aber ohne Erfolg.
Onu eğlendiriyordum sonra silahını çıkardı… içime sokmaya çalıştı ben de.
Dann griff er nach seiner Waffe und wollte sie in mich stecken.
Oğlun olmayan'' çocuk, neden kaçak olarak Arkhama Fantom Bölgesi Projektörünü sokmaya çalışıyor?
Warum versucht dein"Nicht-Sohn" den Phantom-Zone-Projektor nach Arkham einzuschmuggeln?
Sonuçlar: 99, Zaman: 0.0638

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca