TUTMAK - Almanca'ya çeviri

halten
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
bleiben
kalmak
kalır
kalın
kalacak
kalıyor
kalabilir
kalıp
tutmak
kalacağız
dur
festhalten
tutmak
yakalamak
tutunmak
sıkı tutun
dayan
sımsıkı
zapt
alıkoymak
aufbewahren
saklamak
saklayın
tutmak
muhafaza
saklanabilir
saklanması
tutulması
saklayabilir misin
engagieren
tutmak
meşgul
kiralamak
işe
çalışmak
işi
angaje
anheuern
tutmak
kiralamak
işe
almak
lassen
bırakmak
terk
vermek
müsaade
sağlamak
izin
bırakır mısın
edelim
das Halten
ergreifen
almak
yakalamak
tutmak
geçmeden
ele geçirmek
yakalayın
hierbehalten
burada tutmak
burada kalmamı
burada tutacaksın

Tutmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Köpekleri ve kedileri tutmak modern bir yaşam tarzı haline gelmiştir.
Das Halten von Hunden und Katzen ist zu einem modernen Lebensstil geworden.
Rakibi uzun süre tutmak ya da aşağıya çekmek.
Den Gegenspieler längere Zeit festhalten oder zu Boden ziehen.
Onu hayatta tutmak zorundalar öyleyse.
Also müssen sie sie am Leben lassen.
Evet tabii. Bu şeyleri gizli tutmak en iyisi.
Ja, klar. Diese Dinge bleiben am besten geheim.
Sen ve Lauren ilişkinizi gizli tutmak istiyorsanız.
Wenn du und Lauren euer Verhältnis geheim halten wollt.
Bilgisayar sisteminizi çeşitli riskler doğurabilir kadar böyle program bilgisayarınızda tutmak değil.
Sie sollten nicht so Programm auf Ihrem Computer aufbewahren, wie es Ihrem Computersystem verschiedenen Risiken aussetzen.
Neredeyse bizi tutmak istiyor gibi.
Es ist, als wolle sie uns ergreifen.
Sladei, yani Deathstrokeu tutmak isteyen müşteri Wintergreeni ararmış.
Für Kunden, die Slade, auch Deathstroke, anheuern wollten.
Özel dedektif tutmak istemiştim ama param yetmedi. Evet.
Ich wollte einen Privatdetektiv engagieren, aber ich habe kein Geld. Ja.
Bu, bir gece boyunca pozisyonu tutmak için ücret ödemek zorunda kalacağınız anlamına geliyor.
Das bedeutet, dass Sie die Gebühr für das Halten einer Position über Nacht bezahlen müssen.
Ama cidden, kapıyı açık tutmak zorundasın.
Aber im Ernst, du musst die Tür offen lassen.
Disariya cikip, onu saatlerce bir ipin ucunda tutmak zorunda kalirdim.
Ich musste sie stundenlang an einer Schnur festhalten.
Hotarunun gücünü kontrol altında tutmak.
Ich muss Hotarus Kräfte unter Kontrolle halten.
Belki Odettein hayatında gizli tutmak istediği.
Das geheim bleiben sollte. Vielleicht war etwas in Odettes Leben.
Ayrıca her okul için gereksinim kontrol listelerini tutmak isteyebilirsiniz.
Möglicherweise möchten Sie auch Checklisten mit den Anforderungen für jede Schule aufbewahren.
Zenciler taraf tutmak zorunda kaldılar. Bumpy Johnson hapisteyken bile.
Selbst als Bumpy Johnson im Knast war, mussten die Nigger Partei ergreifen.
Beni tutmak istiyorsun.
Du willst mich anheuern.
Harry, seni tutmak istiyorum. Teşekkürler.
Danke. Harry, ich will dich engagieren.
Birçok durumda, bu becerileri tutmak yeni fırsatlar doğuracak
In vielen Fällen wird das Halten dieser Fähigkeiten neue Möglichkeiten eröffnen
Zygonlar artık orijinali sadece onlar hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuyorlarsa hayatta tutmak zorunda.
Zygonen müssen das Original nur am Leben lassen, wenn sie Informationen von ihm brauchen.
Sonuçlar: 2225, Zaman: 0.0602

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca