Tutmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Köpekleri ve kedileri tutmak modern bir yaşam tarzı haline gelmiştir.
Rakibi uzun süre tutmak ya da aşağıya çekmek.
Onu hayatta tutmak zorundalar öyleyse.
Evet tabii. Bu şeyleri gizli tutmak en iyisi.
Sen ve Lauren ilişkinizi gizli tutmak istiyorsanız.
Bilgisayar sisteminizi çeşitli riskler doğurabilir kadar böyle program bilgisayarınızda tutmak değil.
Neredeyse bizi tutmak istiyor gibi.
Sladei, yani Deathstrokeu tutmak isteyen müşteri Wintergreeni ararmış.
Özel dedektif tutmak istemiştim ama param yetmedi. Evet.
Bu, bir gece boyunca pozisyonu tutmak için ücret ödemek zorunda kalacağınız anlamına geliyor.
Ama cidden, kapıyı açık tutmak zorundasın.
Disariya cikip, onu saatlerce bir ipin ucunda tutmak zorunda kalirdim.
Hotarunun gücünü kontrol altında tutmak.
Belki Odettein hayatında gizli tutmak istediği.
Ayrıca her okul için gereksinim kontrol listelerini tutmak isteyebilirsiniz.
Zenciler taraf tutmak zorunda kaldılar. Bumpy Johnson hapisteyken bile.
Beni tutmak istiyorsun.
Harry, seni tutmak istiyorum. Teşekkürler.
Birçok durumda, bu becerileri tutmak yeni fırsatlar doğuracak
Zygonlar artık orijinali sadece onlar hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuyorlarsa hayatta tutmak zorunda.