ZAMANLAR - Almanca'ya çeviri

Zeiten
zaman
vakit
süre
dönemi
saat
sırası
zamanında
damals
o zaman
o gün
eskiden
zamanında
hani
o sırada
zamanlar
o dönemde
o dönemlerde
o an
mal
kez
bile
sefer
defa
bir
eskiden
biraz
zaman
hiç
çarpı
früher
eskiden
erken
er
daha önce
önce
önceden
önceleri
eskisi
geçmişte
zamanlar
einmal
bir kez
bile
bir
bir defa
birden
tekrar
daha
eskiden
bir kere
bir keresinde
war
olmak
onun
olur
olun
olmak misin
ise
en
adamın
einst
eskiden
bir kez
eski
zamanında
önce
zaman
vaktiyle
bir zamanlar
bir keresinde
schon
zaten
hadi
daha
şimdiden
beri
haydi
de
hiç
önceden
uzun
immer
her zaman
hep
daima
sürekli
giderek
gittikçe
her daim
eskiden
sonsuza dek
devamlı
dann
sonra
o zaman
daha sonra
ardından
da
peki
böylece
olur
derken
ise
zu dem Zeitpunkt

Zamanlar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
O zamanlar AIDS yok tabii.
Das war vor Aids.
O zamanlar onları tanıyordum.
Ich kannte sie damals.
Niye o zamanlar bir şey söylemedin?
Wieso haben Sie nicht mal da was gesagt?
Teşekkürler.'' Bir zamanlar, büyük, güçlü.
Danke. Es war einmal ein großer, starker Fighting Frog.
Megget ve Townedaki zamanlar gibi. -Tamam.
Wie früher bei Megget und Towne.- In Ordnung.
İyi zamanlar ve kötü zamanlar.
Gute Zeiten, schIechte Zeiten.
Bir zamanlar tanıdığım o kız sen değilsin sanki.
Du bist nicht das Mädchen, das ich einst kannte.
Küçüklüğümde bir zamanlar, gerçekten yeteneğim varmış diye düşündüm.
Als ich klein war, dachte ich, ich hätte sie.
Juarezdeki zamanlar gibi.
Wie damals in Juárez.
Bazı zamanlar o alaycı olduğumu söylerdi.
Er hat mal gesagt, ich lache zu viel.
Neden? Bir zamanlar, küçük bir kız?
Es war einmal ein braves, kleines Mädchen. Warum?
Bir zamanlar beni gördüğüne sevinirdin.
Früher warst du froh, mich zu sehen.
Gazeteci çocuğumuz olduğun zamanlar saç stilin aynıydı.
Als du unser Zeitungsjunge warst, hattest du schon genau den selben albernen Haarschnitt.
Jamesin bekârlığa veda partisi hakkında birkaç sorumuz var. Eski zamanlar.
Wir haben ein paar Fragen zu James' Junggesellenparty. Alte Zeiten.
Ostendstrasse Metro İstasyonu, tüm zamanlar boyunca onun adıyla anılacaktır.”.
Die S-Bahnstation Ostendstraße wird für immer mit seinem Namen verknüpft sein.“.
O zamanlar Öğretmen derdik.
Er war mein Lehrer.
Beni o zamanlar eve getirmiş.
Damals brachte er mich nach Hause.
Insanlığın bir zamanlar kovduğu tüm korku yaratıklarını.
Alle Schreckenskreaturen, die die Menschen einst vertrieben haben.
Bir zamanlar bir havuz kazasının ardından burada bulunmuştum.
Hier wurde ich nach einem Vorfall am Pool mal herbestellt.
Bir zamanlar hepimiz gençtik. Gençsin.
Du bist jung. Wir waren alle einmal jung.
Sonuçlar: 1408, Zaman: 0.0804

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca