YAPMAYA - Yunan'ya çeviri

να κάνω
yapmak
yapacağımı
yapayım
yapabilirim
şey
işim
να φτιάξω
yapmaya
hazırlamayı
yapılacağını
tamir
inşa
yapıldığını
üretmeyi
onarmayı
να κάνει
yapmak
yapacağımı
yapayım
yapabilirim
şey
işim
να κάνεις
yapmak
yapacağımı
yapayım
yapabilirim
şey
işim
να κάνουμε
yapmak
yapacağımı
yapayım
yapabilirim
şey
işim
να φτιάχνω
yapmaya
hazırlamayı
yapılacağını
tamir
inşa
yapıldığını
üretmeyi
onarmayı
να φτιάξουμε
yapmaya
hazırlamayı
yapılacağını
tamir
inşa
yapıldığını
üretmeyi
onarmayı
να φτιάξει
yapmaya
hazırlamayı
yapılacağını
tamir
inşa
yapıldığını
üretmeyi
onarmayı

Yapmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Washington Anıtı yapmaya yetecek kadar olsun.
Αρκετό ώστε να φτιάξουμε ένα Μνημείο της Ουάσιγκτον.
Ben çocukken, birşeyler yapmaya, karmaşık makineler üretmeye bayılırdım.
Όταν ήμουν μικρός, μου άρεσε πολύ να φτιάχνω πράγματα, να κατασκευάζω περίπλοκες μηχανές.
Ben de aynısını yapmaya razıyım.
είμαι πρόθυμη να κάνω το ίδιο πράγμα.
Birşeyler yapmaya hazırlanıyorsun.
Ετοιμάζεσαι να κάνεις κάτι.
Dr. Allan seks yapmaya başlamamız gerektiğini söyledi.
Ο Δρ.'λαν είπε ότι θα πρέπει να αρχίσουμε να κάνουμε σεξ.
Mara, yavrum bir anne kızını hata yapmaya zorlamaz.
Μάρα, παιδί μου, μια μητέρα δεν αναγκάζει τη κόρη της να κάνει λάθος.
Evet, Trent Annunzioyu öldürmek için ilk önce devasa bir robot yapmaya çalıştım.
Ναι, προσπάθησα να φτιάξω ένα ρομπότ για να σκοτώσω τον Ανάνζιο.
Ve yere kapak yapmaya çalıştığı zaman… Neredeyse bütün zemini sökmüştü.
Και τη φορά που προσπάθησε να φτιάξει το πορτάκι και που παραλίγο να βγάλει όλο το πάτωμα.
Bizimle müzik yapmaya mı geldiniz Rue?
Ήρθες να φτιάξουμε μουσική μαζί, Ρου;?
Ya böyle yapacağım ya da bodrumumda tekne yapmaya başlayacağım.
Είναι είτε αυτό, ή να αρχίσω να φτιάχνω μία βάρκα στο υπόγειό μου.
Çok kötü şeyler yapmaya hazır mısın?
Είσαι προετοιμασμένος να κάνεις τρομερά πράγματα;?
David Petrecas beni laboratuar ödevi yapmaya çağırdı.
Ο Ντέιβηντ Πετράκης με προσκάλεσε να κάνουμε μάθημα εργαστηρίου σπίτι του.
Polietilen Glikol, hiçbir şey yapmaya yetecek kadar hızlı yanmaz.
Η πολυαιθυλενική γλυκόλη δεν θα καεί τόσο γρήγορα ώστε να κάνει κάτι.
Megan, Burada kendimden birşeyler yapmaya çalışıyorum.
Μέγκαν, προσπαθώ να φτιάξω κάτι για τον εαυτό μου εδώ.
Danita Trishinki gibi saç örgüsü yapmaya çalışmıştı, hatırlıyor musunuz?
Θυμάστε όταν η Ντανίτα προσπάθησε να φτιάξει της πλεξίδες της;?
Senin HNAn ile yapmaya çalıştığımız genetik kopyalar.
Γενετικά αντίγραφα που προσπαθήσαμε να φτιάξουμε με τον κώδικά σου.
İçinde saklanacak yerler yapmaya alıştım sanırım.
Έχω συνηθίσει να φτιάχνω μέρη μέσα στα οποία μπορώ να κρύβομαι.
Buraya ne yapmaya geldiğini biliyorum. Neden onca yolu teptiğini biliyorum.
Ξέρω τί ήρθες να κάνεις εδώ, γιατί έκανες όλο αυτό το δρόμο.
456ya teklif yapmaya karar verildi.
αποφασίστηκε να κάνουμε μια προσφορά στους 456.
Evet, geldi, fakat doktor gelene kadar birşey yapmaya cesaret edemez.
Ναι, έχει έρθει, αλλά δεν τολμά να κάνει τίποτα μέχρι να έρθει ο γιατρός.
Sonuçlar: 8022, Zaman: 0.0847

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan