A COLLABORATOR in Turkish translation

[ə kə'læbəreitər]
[ə kə'læbəreitər]
işbirlikçi
cooperative
collaborator
collaborative
conniving
accomplices
collaborationist
conspirators
co-operative
bir yardımcıya
helper
assistant
help
supporter
aide
deputy
sidekick
a facilitator
a copilot
helpmate
iş birlikçiyi
i̇şbirlikçi
cooperative
collaborator
collaborative
conniving
accomplices
collaborationist
conspirators
co-operative
ortak
partner
common
joint
mutual
associate
mate
collective
pardner
communal
corporate

Examples of using A collaborator in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Your underground friends must have suspected him of being a collaborator.
Örgütteki dostların, onun bir işbirlikçi olmasından şüpheleniyor olmalıydılar.
Which is why I need a collaborator.
Bu yüzden bir ortağa ihtiyacım var.
Will I stop remembering that my father was a collaborator?
Babamın bir işbirlikçi olduğunu unutabilir miyim?
Because they turned me into a collaborator.
Çünkü beni bir işbirlikçiye çevirdiler.
I'm not working for a collaborator.
Ben bir işbirlikçi için çalışmam.
You're the last person I would expect to help a collaborator. Yes.
Bir işbirlikçiye yardım etmesini beklediğim son kişiydiniz. Evet.
Because I share Dukat's bed? A collaborator?
İşbirlikçi mi? Dukatın yatağını paylaştığım için mi?.
Did you kill a collaborator?
Bir işbirlikçiyi mi öldürdün?
A collaborator. I heard he's working for.
Duyduğuma göre bir işbirlikçi için çalışıyormuş.
I heard he's working for… a collaborator.
Duyduğuma göre bir işbirlikçi için çalışıyormuş.
Never become a collaborator.
Asla yardakçıları olma.
A collaborator. I'm the German's whore.
Bir işbirlikçi. Almanların orospusuyum.
I'm looking for a collaborator to protect the interests of Britain in China.
Ben bir işbirlikçi arıyorum… Çinde Britanyanın çıkarlarını korumak için.
You're the last person I would expect to help a collaborator.
Bir işbirlikçiye yardım etmesini beklediğim son kişiydiniz.
Did you know Prylar Bek was a collaborator?
Prylar Bekin bir işbirlikçi olduğunu biliyor muydunuz?
Years go by, Marko became a collaborator of Tito.
Yıllar geçer, Marko Titonun yardımcılarından olur.
Eskenazi was hardly a traitor or even a collaborator.
Fakat Roza Eskinazi, asla bir vatan haini ya da bir işbirlikçi olmamıştır.
I get it, but to do research, won't you need a collaborator?
Anladım; ama araştırma yapmak için… işbirliğine ihtiyacın yok mu?
Telling bad jokes doesn't make a man a collaborator.
Kötü şakalar yapıyor olması bir adamı işbirlikçi yapmaz.
After the war, Beran was arrested as a collaborator by the Communist authorities, and in a manipulated political trial
Savaştan sonra Beran işbirlikçi olarak komünist yetkililer tarafından tutuklanmış
Results: 66, Time: 0.0494

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish