Examples of using Ortak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ortak, seninle konuşmak istiyorum! Ben!
Sabah işe geldiğinde ortak masadaki ilk yere oturuyorsun.
Yetişemediğim için üzgünüm ortak. Diogo!
Bunun gibi, güzel, ortak, ama çılgın da.
Benimle ortak ol. Düzenleme nedir?
Ortak, birinci adam bunun senin stilin olmadığını söylüyor.
Geçici hastane ve ortak mutfak için bu bölgeyi kullanacağız.
Bu ortak onu öldüren kisi olabilir. Eger Michelle bunu ögrendiyse.
Pekala ortak, hadi çıkaralım şunları. Geliyor!
Ona sakin tavırla dedim ki…'' Sana değil, ortak.
Ortak olsak bile… Ki gerçekten böyle hissediyorum.
Çok güzel! Bu ortak alanın, -ne kadar büyük olduğuna bak?
Cinayete ortak olacaktır.- Ama buradaymış.
Bilirsin ortak, bunun işe yarayacağını sanmam.
Kovboy diyarında derler ki,'' Görüşürüz ortak….
Hiçbir ilgisi yok ama artık ortak bir politikamız var.
Hâlâ yatıyor musun sen? Tamam, ortak.
Cinayete ortak olacaktır.- Ama buradaymış.
Bu bizim ortak olmamız hakkında değil.
Oh, ortak. 5 numaralı yatak ya da koridor.