COMMON in Turkish translation

['kɒmən]
['kɒmən]
ortak
partner
common
joint
mutual
associate
mate
collective
pardner
communal
corporate
yaygın
common
widespread
widely
popular
pervasive
prevalent
extensive
rampant
diffuse
mainstream
sıradan
ordinary
just
common
regular
average
normal
casual
mundane
simple
random
genel
general
overall
common
public
generic
universal
global
executive
adi
name
petty
common
mean
dirty
sleazy
vulgar
despicable
cheap
little
sık
often
lot
frequent
squeeze
common
dense
thick
grit
clench
müşterek
joint
common
mutual
collective
shared
combined
olağan
usual
of the ordinary
regular
normal
routine
common
mundane
commonplace
extraordinary
bilindik
familiar
usual
common
known
obvious
well-known
old
rastlanan

Examples of using Common in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I don't know… using the word"common" would be far too kind.
Bilemiyorum.'' Olağan'' kelimesini fazla nazik giderdi.
One is red clay, which is very common in Virginia.
Biri Virginiada çok rastlanan kırmızı kil.
Bramm in the 1749 to 1855. Treatise on Maritime Common Law.
Bramma karşı 1749-1855 yılları arasında… Denizcilik Müşterek Hukukunun İncelemesi kitabında.
way more common.
zararsızdırlar ve daha sık görünürler.
Cloth is common red flannel.
Kumaş, bilindik kırmızı flanel.
I hate the common herd.
Avam sürüden nefret ediyorum.
It's common sense.
Olağan algı bu.
Common knife, common rope.
Alelade bir bıçak ve alelade bir halat.
We need someone for this institution that shares the common vision.
Bu kurumda aynı vizyona sahip birine ihtiyacımız var.
it's the 11th most common element in the human body.
insan vücudunda en çok rastlanan 11. elementtir.
Now we know that you opened a common account with both of those gentlemen.
Şimdi bu iki beyefendiyle birlikte müşterek hesap açtığınızı biliyoruz.
But they're harmless and way more common. They look like chordomas.
Kordomaya benzerler,… ancak zararsızdırlar ve daha sık görünürler.
Putting up with those common girls.
Bu alelade kızlara da katlanıyorsunuz.
Show me something of note. Too common.
Çok avam. Bana daha güzel bir şey göster.
That common girl of yours?
Senin bilindik kızlardan birisi…?
And this was a pretty common sight.
Ve bu da çok olağan bir manzaraydı.
You know, I got a real common name, honey.
Bilirsin, benim çok geleneksel bir ismim var, tatlım.
Which is very common in Virginia. One is red clay.
Biri Virginiada çok rastlanan kırmızı kil.
A sauna can suddenly affect your health, and accidents are common.
Sauna fiziksel durumumuzu kolaylıkla etkileyebilir ve kazalar sık oluyor.
In common language, this is also known as miscarriage.
Avam dilinde'' hasar'' olarak da bilinir.
Results: 4709, Time: 0.0626

Top dictionary queries

English - Turkish