ANGLE in Turkish translation

['æŋgl]
['æŋgl]
açı
angle
hungry
angular
protracter
way
angie
angle
ang
ange
angle
açısı
angle
hungry
angular
protracter
way
açıdan
angle
hungry
angular
protracter
way
açıyı
angle
hungry
angular
protracter
way
angieyi
angle
ang
ange
angienin
angle
ang
ange
angieye
angle
ang
ange

Examples of using Angle in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Marcia, would you mind helping Angle clear the pews?
Marcia, Angienin sıraları temizlemesine yardım eder misin?
Hey, you. you want to help me get angle pregnant?
Hey, Angieyi hamile bırakmada bana yardım etmek ister misin?
Think I found something that will help Angle recreate the victim's face.
Angieye maktulün yüzünü oluşturmada yardım edecek bir şey buldum.
It's Auntie Angle. Mommy, it's Aunt Angle.
Anne, arayan Angie teyzeymiş.- Angie teyzen.
I don't know, maybe it was the butt plug Angle sat on.
Ne bileyim belki Angienin oturduğu göt tıpasından anlamışlardır.
Do you want me to bring Angle from I…?
Los Angelestan Angieyi getirmemi ister misin?
Why don't you tell Angle how it feels to hear her say that?
Neden Angieye bunu duymanın nasıl hissettirdiğini söylemiyorsun?
It's Auntie Angle. Mommy, it's Aunt Angle.
Angie teyzen.- Anne, arayan Angie teyzeymiş.
Save Angle from what, Cameron? What have you done?
Ne yaptın? Angieyi neyden kurtardın?
To hear her say that? Why don't you tell Angle how it feels?
Neden Angieye bunu duymanın nasıl hissettirdiğini söylemiyorsun?
Angle.- I want to go home.- Yeah.
Eve gitmek istiyorum.- Evet.- Angie.
Listen, Ralph, if you see Angle, tell him I went home.
Bak, Ralph, Angieyi görürsen… ona eve gittiğimi söyle.
Angle has deals with most of the boats in Maine. Good luck.
Angienin Mainedeki teknelerin çoğuyla anlaşması var. Bol şans.
Did you tell Angle she could go to the barracks?
Angieye kışlaya girebileceğini mi söyledin?
I want to go home.- Angle.- Yeah.
Eve gitmek istiyorum.- Evet.- Angie.
I nodded. They got Angle, and they want a sit-down.
Anladım. Angieyi kaçırmışlar ve benden gelmemi istiyorlar.
I'm getting Angle, finding Artie
Ben Angieye gideceğim, Artieyi bulacağım
They got Angle, and they want a sit-down. I nodded.
Anladım. Angieyi kaçırmışlar ve benden gelmemi istiyorlar.
If you can't find the recipe, I will ask Angle.
Sen tarifi bulamıyorsan Angieye sorarım.
That you would be able to take angle the weekend of the fourth.
Hafta sonu Angieyi… alabilecek misin diye bir daha sorayım istedim.
Results: 4186, Time: 0.0607

Top dictionary queries

English - Turkish