Examples of using At the wrong time in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
I was just in the wrong place at the wrong time.
Çok ihtiyacı var çünkü Nothing personal, you're just in the wrong place at the wrong time.
And she just said it at the wrong time.
Sadece yanlış bir zamanda söyledi.We don't want you passing out at the wrong time, do we?
Yanlış bir zamanda kendinden geçmeni istemeyiz, değil mi?If it comes at the wrong time, we all die.
O da doğru zamanda gelirse. Yoksa hepimiz ölürüz.It's just like you to say it at the wrong time.
Bunu yanlis zamanda söylemek tam sana göre.You come at the wrong time, the chapel's closed.
Yanlış zamanlama, Şapel kapandı.Did I come at the wrong time?
Yanlış zaman da mı geldim?His hands tremble at the wrong time.
Eller yalnış zamanda titriyor.Sorry… for arriving at the wrong time, uninvited.
Looks like I called at the wrong time.
Görünüşe göre yanlış zamanda gelmişim.Have I come at the wrong time?
Yanlış bir zamanda mı geldim acaba?Looks like I have come at the wrong time.
Anlaşılan yanlış bir zamanda geldim.Maybe I have come at the wrong time.
Belki de yanlış bir zamanda geldim.Which puts you in the right place at the wrong time.
Bu da sizi yanlış zamanda doğru yere konumlandırıyor.I didn't come in at the wrong time, did I?
Yanlis bir zamanda mi geldim ben?I entered at the wrong time. I brought this.
Yanlış bir zamanda giriş yaptım. Ben bunu aldım.I bought this… I entered at the wrong time.
Ben bunu aldım… Yanlış bir zamanda giriş yaptım.I entered at the wrong time.
Ben bunu aldım… Yanlış bir zamanda giriş yaptım.Have I… Have I come at the wrong time?
Yanlış bir zamanda mı geldim acaba?
