CLOCKWORK in Turkish translation

['klɒkw3ːk]
['klɒkw3ːk]
saat
hour
clock
watch
time
clockwork
p.m.
pm
clockwork
otomatik
automatic
auto
automatically
clockwork
automated
vending
zemberekli
main
bir mekanizmayı
mechanism
machinery
saati
hour
clock
watch
time
clockwork
p.m.
pm
saat gibi işlemesi lazım hallederim

Examples of using Clockwork in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hey, Clockwork Swings!
Bak, Zemberekli Salıncaklar!
Keep everything running like clockwork after all we have been through?
Atlattığımız onca şeyden sonra her şeyin saat gibi işlemesini sağlamayı?
I'm actually half of"a clockwork orange.
Aslında,'' Otomatik Portakal'' ın yarısıyım.
Clockwork Swings.- Hey, whatcha got?
Zemberekli Salıncaklar. -Elindeki ne?
Are we really going to struggle to Clockwork Island with this?
Clockwork adasına doğru bununla çaba sarfederek mi gideceğiz?
Like clockwork. You know what I'm sayin'?
Ne dediğimi anlıyor musun? Saat gibi?
Emily, what is your favorite film, next to"A Clockwork Orange"?
Baksana Emily, Otomatik Portakal haricinde en beğendiğin film hangisi?
The Darkness happened. It came when Clockwork Swings began to slow.
Karanlık. Zemberekli Salıncaklar yavaşlamaya başladığında geldi.
Clockwork will be perilous as long as there's only one Gabriel.
Yalnızca Gabriel olduğu… müddetçe, Clockwork büyük bir risk altında.
Clockwork Swings.
Zemberekli Salıncaklar.
Like clockwork: he leaves the office at 5
Otomatik gibi, ofisten 5te çıkıyor
Vertigo and Clockwork Orgy.
Vertigo ve Clockwork Orgy ile gidecek.
Oh, my God, that's like Clockwork Orange.
Tanrım! Bu tıpkı Otomatik Portakal gibi.
She can fix Clockwork Swings. Because if she really is the creator of Wonderland.
Çünkü gerçekten Mucizeler Parkının yaratıcısıysa, Zemberekli Salıncakları tamir edebilir.
Because if she really is the creator of Wonderland, she can fix Clockwork Swings.
Çünkü gerçekten Mucizeler Parkının yaratıcısıysa, Zemberekli Salıncakları tamir edebilir.
You and I used to operate like this perfect clockwork.
Eskiden seninle mükemmel bir saat gibi işlerdik.
Every three minutes, like clockwork.
Her üç dakikada bir. Saat gibi düzenli.
The truth of the clockwork universe turned out to be just an illusion.
Saat gibi işleyen evren gerçeği yalnızca bir illüzyona dönüştü.
They fired their cannon every 10 minutes, like clockwork.
Toplarını, işleyen saat gibi, 10 dakikada bir ateşlediler.
Clockwork is this generation's Manhattan Project.
Clockwork için bu neslin Manhattan Projesi diyebiliriz.
Results: 260, Time: 0.0602

Top dictionary queries

English - Turkish