Examples of using Exceptionally in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
It's exceptionally hot. Very unstable.
No… When he was willing he could be exceptionally virile.
It has an exceptionally simple implementation for a full wave solver.
Bir tam dalga çözümü için fevkalade basit bir uygulamaya sahiptir.He's exceptionally brilliant…- Right.
Doğru.- O olağanüstü zeki biri.I know you are exceptionally bright.
Listen to me, David's an exceptionally good guy.
Dinle beni, David fevkalade iyi bir adam.It certainly is. But he's exceptionally bright.
Kesinlikle öyle. Ama o olağanüstü zeki.Our success rate is exceptionally high.
Başarı oranımız oldukça yüksektir.You have beaten my giant, which means you're exceptionally strong.
Devimi yendin ki bu senin olağanüstü güçlü olduğun anlamına gelir.Yes, I'm gonna make it. My father, he had an exceptionally flat face.
Evet, başaracağım. Babamın fevkalade düz bir suratı vardı.The jaguar has an exceptionally powerful bite, even relative to the other big cats.
Jaguar, diğer kedilere göre bile oldukça kuvvetli bir çeneye sahiptir.Exceptionally warm all month. Mmm. Yes.
Evet. Bütün ay oldukça sıcak geçti.Exceptionally warm all month. Yes.
Evet. Bütün ay oldukça sıcak geçti.You have beaten my giant, which means you're exceptionally strong.
Devimi yendin, ki bu senin oldukça güçlü olduğun manasına gelir.And as savage as human beings are, Their collective knowledge is exceptionally rich.
Vahşi bir insan olunca topladığı bilgide oldukça zengin oluyor.Exceptionally boring.
Aşırı derece sıkıcı.His Highness has had exceptionally good luck today!
Ekselansları bugün çok şanslı!Exceptionally fast race.
İnanılmaz hızlı yarışıyor.Did my parents eat exceptionally slowly tonight?
Exceptionally fine shot.
Çok iyi bir atıştı.
